Benim Hayal Defterim

Patlıcanlı Penne

Patlıcanlı penne, bizim evde en sevilen makarna türü. 2-3 patlıcanı alacalı soyup küp küp doğradıktan sonra tuzlu suda 30 dakika bekletiyorum, iyice sıkıp harlı ateşte pembeleşene kadar kızartıyorum, bol kağıt havlu serdiğim tabağa alıp yağının süzülmesini sağlıyorum. 

Makarnayı al dente pişiriyorum. Bu tarife bizim alışık olduğumuz çok pişmiş makarna kesinlikle uygun değil, bu arada al dente makarnanın glisemik indeksi çok pişmiş makarnaya göre daha düşük.  Domates sosu için, yarım çay bardağı rafine zeytin yağı, 2-3 diş ince kıyılmış sarımsak, 400 gr’lık soyulmuş domates konservesi, tuz ve yaklaşık bir kahve fincanı ince doğranmış fesleğen kullanıyorum.   

Sosu, en son aşamada tüm malzemeyi karıştırdığımda patlıcanların ezilmeyeceği kadar geniş bir tencerede pişiriyorum. Zeytinyağı ısınınca sarımsakları atıp kokusu çıkana kadar soteliyorum, asla kızarmalarına izin vermiyorum çünkü tadı değişiyor. Soyulmuş domates konservesinin tamamını ekliyorum ve ezici ile domatesleri eziyorum, tuzunu ilave edip, ağzı kapalı olarak 10-15 dakika kısık ateşte pişiriyorum.

Sos ve makarnayı karıştırdıktan sonra  patlıcan ve fesleğeni ekliyorum tekrar hafifçe karıştırıyorum. Servis yaparken üzerine taze karabiber çekiyorum,  parmesan rendeliyorum birde taze fesleğen yapraklarıyla süsleyince harika bir ana yemek oluyor.

Patlıcanlı penne’nin olmazsa olmazları; taze fesleğen, parmesan ve soyulmuş domates konservesi. Soyulmuş domates konservesi hem çok daha renkli hem de çok yoğun oluyor. Natura Verde en sevdiğim marka.

♥ ♥ ♥ ♥…….∞

Erikli Franjipan Tart

Tart ve pay yapmayı çok seviyorum çünkü sınırsız seçenek var.  Çeşit çeşit meyveler, sebzeler, peynirler, fındık, fıstık, ceviz, çikolata, baharatlar……

  Kırmızı Anjelika erikler çocuklara ekşi geldi yemediler, son kullanma tarihine bakılırsa 3 günlük ömrü kalmış yarım kutu krem peynir, biraz krema, azıcık marzipan bir araya geldiler, hem görüntü hem lezzet harika oldu. Hamurunada 2-3 kaşık badem unu kattım nefis bir franjipan tart oldu.

“Pay ve tart arasında ne fark var?” diye sordu benim meraklı oğlum.

– Ne zor bir soru!

Genelde tart her şekilde oluyor; kare, yuvarlak , dikdörtgen. Pay yuvarlak oluyor, bazen üzerini örten ikinci bir hamur oluyor, çoğunlukla kenarı dalgalı oluyor. Pay daha derin tart daha ince oluyor. Pay veya tart diye ayırmıyorum ama kiş hamuru yaparken farklı bir yöntem kullanıyorum. Kestiğimde ufalanıyor kişin hamuru. Hamur ve malzeme arasındaki sert ayrım kalktığında kiş, yemek sofrasında başlangıç olarak yanında yeşilliklerle ikram edilebilir bir hâle geliyor.

– Üfff kafam karıştı. Elmalı pay hep kapalı olmazmı?

-Peki ıspanaklı pay niye açık?

– Neyseki son 10-15 yıldır ıspanaklı paya ıspanaklı kiş der olduk. Annemin şahane ıspanaklı payı nasıl olduysa son yıllarda ıspanaklı kiş oluverdi.:))

 

Welsh Kek

Welsh kek,   Gallilerin yüzyıllar öncesine dayanan geleneksel bir tarifi.    Temel bir yöntem etrafında değişik malzemelerle her defasında farklı bir lezzet yaratabileceğimiz, en önemlisi fırın çalıştırma fikrinin bile ortamdaki ısıyı artırdığı bu sıcak günlerde ocakta bir tava üzerinde pişiriliveren nefis bir tarif. 

 Welsh kek  tariflerinin çoğunda üzüm, tarçın hatta bazen portakal kabuğu ve muskat var.   Ben sadesini daha çok seviyorum.

Dün ilk kez ölçü kullanarak yaptım. 80 gr soğuk tereyağını mikserin bıçaklı kısmına attım, 1 + 1/2 kap unla birlikte çektim. Elimin ısısı tereyağını eritmediği için, un miktarı fazla olduğu için hamur ekmek kırıntısı görünümünü aldı. 1/3 kap tozşekeri, 1/3 çay kaşığı karbonat, 1/2 çay kaşığı kabartma tozu ve 1 çay kaşığı vanilyayı  ekledim, 2-3 saniye daha çalıştırdım mikseri. Başka bir yerde 1/3 kap soğuk süt ve 1 yumurtayı çırptım,  mikser çalışırken hamura ekledim. Süt yumurta karışımı hamurla karışır karışmaz mikseri kapattım. Burada amacım hamur içindeki minik tereyağı parçalarının erimeden kalması.

Hemen bir buzdolabı poşetine koyduğum hamuru, buzdolabında 1 saat dinlendirdim ve böylece tekrar soğumasını sağladım. Hafifçe unladığım tezgâhta, 1 cm kalınlığında açıp 8-10 cm çapında yuvarlaklar kestim. Teflon tavada, çok kısık ateşte iki tarafınıda pişirdim, pudra şekeri serptim ve mutlu son :))

Ev makarnası

   Çocuklar ev yapımı makarnanın tadını  bir kere aldıklarında, artık pakette makarna o kadar tatsız geliyor ki, söylenip duruyorlar yerken. Sevgili Osman ve Tarkan bana bu makarna askısını yaptıklarından beri daha kolay oldu evde makarna yapmak; durmadan gelip gidip yapışmasınlar diye makarnaları çevirmek derdinden kurtulduğum gibi, makarnalar kurusun diye kocaman bir masayıda işgal etmiyorum artık.

Eser ağbicim, 15 yıldır makarna makinasını ne zaman elime alsam, bana kendi makinanı hediye ettiğin o akşamı hatırlıyorum. O yıllarda Türkiye’de bırak böyle şeyleri, doğru dürüst kek pasta kalıbı bile satılmazdı. Neler yaptım ben bu makinayla: Fettucine, tagliatelli, tortelini, ravioli….

Son yaptığımda 4 yumurta kullandım, 1 tatlı kaşığı tuz koydum aldığı kadar da un…. Oldukça sert bir hamur oluyor, hatta yoğururken ağrıdı ellerim. :((   1 saat dinlendirdim hamuru, sonra  makarna makinamla açtım ve kestim. Askıda 4-5 gün kuruttum.  4 yumurtalı tarifle, 4 kişilik bir aile için iki seferlik makarna çıkıyor. Bazen makarna makinasını kullanmıyorum, büyük bir merdane ile 1-2 mm kalınlığında açıp, bolca unlayıp rulo yapıyorum, kenarı düz bir bıçakla  1-1,5 cm kalınlığında kesiyorum.  Bu kalınlıkta olduğunda ismi  Pappardella oluyor :)) Temiz bir örtü üzerinde bir kaç gün kurutuyorum, hatta bazen aynı gün 1-2 saat içinde pişiriyorum. Ev yapımı makarna asla paket makarna muamellesi görmüyor, hele iyi bir sosla yapılırsa hiç tartışmasız “Ana Yemek”.

Ananas ve Krema

  Meyveli pastalar sözkonusu olduğunda, çoğunluk çilekli ve frambuazlı pastayı tercih eder. Oysa şeftalili ya da  ananaslı pasta güzel bir kremayla yapıldığında rafine bir lezzettir. “Peaches and Cream”…..

    Ankara’da yaşayanlar bilir, eskiden bir Tuna Pastanesi vardı, müthiş pastalar yaparlardı; milföy pastaları, fransız kremalı şeftalili pastaları olağan üstü olurdu. Kremaları, kekleri farklı farklı olduğundan, şimdiki gibi hepsi tek elden çıkmışcasına aynı lezzette olmazdı. Tuna Pastanesi yıllar önce kapandı. Aslında bir dönem kapandı. Çocukluğumun doğum günü pastacısı, ben genç bir kız olduğumda Türk Hava Yolları Ofis’i oluverdi. :(((  Oysa ne unutulmaz anısı vardı bende.  10. doğum günümü kutladığımız günün sabahında bademcik ameliyatı olmuş ben ve Tuna pastanesinden alınmış bir lokma bile yiyimediğim harika görünüşlü frambuazlı pasta. Yıllarca ne kadar frambuazlı pasta yediysem de o gün yiyemediğim pastanın ruhumda yarattığı derin boşluğu dolduramadım :)))

Bardaktaki ananaslı pasta, bana Tuna Pastenesinin pastalarını hatırlattı. Kapağı bile olamayan  ikinci el yemek kitaplarımdan birisinde vardı bu tarif “better than sex” komik bir isim bir pasta için. Valla hiç suçum yok, tamamen tesadüf, evde ananas vardı, bir de ne yapsam dediğim bir kek….. Böylece karar verdim yapmaya. Sonuç ne diye sormayın sakın :))))

En altta ananas suyu ile hafifçe ıslatılmış sade vanilyalı kek, üzerinde bir yuvarlak dilim ananas, krem patiseri ve en üstte iyi çırpılmış  bol havalı bir krema….

Fotoğraflardaki kaşık, 100 yıldan fazla mazisi olan,  aile yadigarı bir takımın kaşığı. Anneanemin annesinden kalma.  Kimbilir ne çok hikayesi vardır . ♥ ♥ ♥ ♥………………∞ 

pesto

15 yıl önce, Napa Vadisinde bir şarap tadım evinin bahçesinde yediğimiz keyifli bir kır yemeğinde tanıştım pestoyla :)) Müthiş kuzenlerimden birisi, sevgili  Eser ağbim, sen öğretmiştin pestoyu bana. Fonda Emma Shapplin, ocak başında risotto pişirdiğin akşamı, wasabi katkısıyla hazırladığın yeşil patates püresi üzerindeki ızgara somonu, sabah kahvaltı için yaptığın ıspanaklı mantarlı omleti, o müthiş sofraları hiç unutmadım . O 10 günlük tatilde mutfak kültürüme inanılmaz katkıda bulunmuştun. Bana hediye ettiğin makarna makinası bile tek başına çok şey kattı mutfağıma..

O günden beri ne zaman bolca fesleğen geçse elime hemen pesto yapıp attım buzdolabına :))

2 demet fesleğen, 3-4 diş sarımsak, küçük bir çay bardağı kadar çam fıstığı ve yaklaşık yarım su bardağı zeytinyağı ve tuz kullandım. Aslında orjinal tarifte parmesan peyniride var ama baktım ki içinde parmesan olunca daha çabuk bozuluyor son yıllarda parmesansız yapıyorum. Fıstıkları teflon tavada hiç yağ koymadan sürekli karıştırarak kavurdum.  Fıstıklar ılınınca tüm malzemeyi blendırdan geçirdim. Kavanozlara böldüm. Yüzeyi havayla temas ettiğinde kararıyor, bunu önlemek için üstüne bir parmak kadar zeytinyağı döktüm.

Pestoyla neler yapıyorum? Kremalı, pestolu makarna Defne’nin en sevdiği makarna çeşidi.  Pestolu soğuk makarna salatası çok seviliyor. İkisininde üzerine mutlaka parmesan rendeliyorum. Sandviç yaparken özellikle ızgara tavuklu sandviçte, ekmeğin içine sürüyorum çok lezzetli oluyor. Salata soslarına ekliyorum.

Aslında Barilla’nın hazır pestosuda fena değil ama asla ev yapımı pesto kadar lezzetli olmaz.

♥ ♥ ♥ ♥………………….∞

Zucchini Fritters (Mücver)

 This is one of my all-time favorite recipe for zucchini fritters. Another tasty way to get kids to eat more veggies. These crunchy fritters can be served as a festive appetizer.

Ingredients

  • 3 medium sized zucchini, grated
  • 1/2 cup all-purpose flour
  • 3 medium eggs, lightly beaten
  • 1/4 teaspoon freshly ground  peper
  • 1 teaspoon salt
  • 200 gr feta cheese, crumbled
  • 1 cup of dill, finely chopped
  • 1/2 cup of parsley, finely chopped
  • 1 cup of fresh mint, chopped
  • 3-4 spring onions, thinly sliced
  • vegetable oil, for friying

1.Place the  grated zucchini in a strainer over a large bowl. Toss it with salt and set aside for 1 hour. Squeeze in a clean kitchen towel to extract excess moisture.

2.Transfer to a bowl. First stir in herbs, onions and feta cheese . Add eggs and flour to the vegetables and mixed until evenly combined.

3. Heat vegetable oil in a large heavy-bottomed frying pan over medium- high heat. Meanwhile, line a large plate with paper towel  to drain excess oil.

4. Carefully drop a heaped tablespoon of zucchini mixture in to pan; repeat, spacing fritters a few inches apart. Pat them down  so they become like a flat.

5. Fry until golden brown on both sides. With a slotted spoon tranfer patties to the plate.

6.Serve  cold or at room temperature with sour cream.

I’m watching my weight these days so I cook my share in a healthier way:

1.Heat heavy-bottomed nonstick small sauté pan over medium low heat

2. Add a tablespoon of olive oil in to the pan and allow to heat through

3.Add zucchini mixture and move the pan around to spread it out evenly

4.Cook the zucchini for about 4-5 minutes, until the bottom is golden brown

5.Using a spatula, ease around the edges

6. Turn and cook the other side

“İngilizce tarif yazmak nereden çıktı?” diye merak edebilirsiniz. Bize ait tarifler yayınlarken, hem İngilizce hem Türkçe olarak yazacağım bundan böyle.   ♥ ♥ ♥ ♥……..∞

Milkshake

   Geçen yaz limonata yazıydı, bu yaz milkshake yazı. Eronimo’mun en sevdiği içecek. Handan ablacım yıllar önce Amerika’daki Coffe and Ice cream dükkânında şeftalili milkshake yaparken seyretmiştim seni; dondurulmuş şeftaliler, dondurma….Tarifi yazmamıştım ama, nelerden ne kadar koyduğunu hatırlıyorum:))

   Resimlerdeki uzun milkshake bardaklarının iki tanesini doduracak kadar milkshake için; 1 kap çilek, 1/2 kap soğuk süt, 1 yemek kaşığı pudra şekeri ve iki kap dondurma kullandım. Aslında şekersizde yeterince tatlı oluyor. Blendır’a tüm malzemeyi attım ve pürüzsüz bir kıvam alana kadar çektim. Bardaklara boşattıktan sonra üzerine sprey krema sıktım.  Hepsi bu kadar.

Pınarcım,  Utkan çok sevecek, hem dondurma, hem de meyve…

çilek

Çilek baharının son günleri….Bu sene çilekle en çok çilekli milkshake yaptım. Çocuklar çok seviyorlar. Neredeyse 5-6 kilo çileği dipfrize attım; hem cheesecake sosu hem de milkshake yapmak için.

Resimlerdeki minik cam bardakları Zara Home’dan almıştım. Ölçülü yemeği sevenler için ideal bir boyutta.  Hani her şeyi tadında bırakmak iyidirya :)))

♥ ♥ ♥ ♥……..∞

Çilek joleli muhallebinin tarifini daha önce yazmıştım.

ENGİNAR

Baklalı enginar, benim en sevdiğim zeytinyağlı yemek. Annem öyle kararında pişirirki; tadı, tuzu, rengi bütünüyle, hem çok lezzetli, hem de nefis bir görüntüsü olur . Bu görüntü, daha doğrusu renk, bizim ailede biraz takıntılı bir hal almış:)) Rahmetli teyzem, fazla pişip rengi sararmış fasülyeyi ya da bezelyeyi sofraya koymazdı. Yeşilin tonu çok önemli:))) Bu durum bana da geçmiş, fazla pişmekten sarımsı yeşil olmuş brokoliye elimi uzatamam çok itici gelir bana. Yemek programlarında yaparlarya; kaynayan suya attıkları yeşil sebzeleri, bir iki kaynatıp buzlu suya atarlar pişme işlemi devam etmesin diye aynen öyle.  

  Enginar ve baklayı pişirirken yeşilin tonu meselesi her şeyden önemliydi benim için :)))

Babamın Bodrum pazarından alıp  getirdiği enginar ve baklalar, annemin nefis tarifiyle pişince harika bir akşam yemeği oldu.

10 tane enginar için, 2 büyük soğanı ince ince küp şeklinde doğradım. 1 kahve fincanı riviera zeytinyağıyla soğanları tranparan olana kadar iyice soteledim. Limonlu suda bekletip, sonrasında iyice yıkadığım enginarları çukur yüzeyleri tencerenin dibine bakacak şekilde sotelemiş soğanların üzerine  dizdim. 1 tatlı kaşığı toz şeker ve  1 çay kaşığı tuz serptim. Enginarları geçmeyecek kadar kaynar su ekledim ve orta hararetli ocakta yaklaşık 15-20 dakika pişirdim. Bu sürenin sonunda, enginarları çanak kısımları yukarı bakacak şekilde çevirdim içlerine taze baklaları doldurdum, tekrar kaynar su ekledim, baklaların üstüne yine 1 tatlı kaşığı toz şeker ve 1 çay kaşığı tuz serptim, bu defa kısık ateşte, baklalar sararmadan 15-20 dakika daha pişirdim.  Pişirme süresi enginara bağlı aslında,körpe ve fazla kılçıklı değilse daha kısa sürede pişiyor.  Enginarları servis tabağına aldıktan sonra üzerine 2-3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı gezdirdim ve ince doğranmış dereotu ile süsledim.

Kızarmış bir dilim ekmek, beyaz güzel bir tabakta zeytinyağlı enginar, hatta haftasonuysa 1 kadeh buz gibi beyaz şarap…….♥ ♥ ♥ ♥

Sitede yayınlanan fotoğraf, metin ve tariflerin tüm hakkı elvanbasustaoglu.com'a aittir. İzin almaksızın kopyalanamaz ve kullanılamaz.