Benim Hayal Defterim

Can’ın Doğum Günü

Dipfrize attığım hamurlara etiket yapıştırmalıyım :)) Can’ın sevdiği çikolatalı kurabiye hamuru diye çıkarttığım paket çikolatalı tarçınlı sevgililer günü kurabiyesi hamuru çıktı.

Kedi kalıpla kestik, Tichibo’dan aldığımız harf baskılarla Can’ın ismini yazdık, kürdanla kenarlarını süsledik ve pişirdik. Çok güzel görünüyorlardı. Can’ın annesinin düğününde yollarına döktüğümüz gülleri koyduğumuz sepete yıllar sonra Can’ın doğum günü kurabiyelerini Koyduk. Hatırası olan hiç bir şeyi atmamak, bütün anıları özenle biriktirmek……

♥ ♥ ♥ ♥…………∞

RENKLİ YUMURTALAR

PİKNİK

Güneşin ısıttığı, rüzgarın soğuk üflediği Mart günlerinden biriydi: güneşte yaz gölgede kış… Çocukluğumdan beri hiç unutmadığım bir Charles Dickens alıntısıdır yukardaki cümle. Mart ayında doğduğumdanmı severim bu ifadeyi bilmiyorum ama bu gün tam da bu tanımlamaya uyan bir gündü; güneşte bahar, gölgede kış. Yemyeşil bir parkta çimlerin üzerine yayılıp keyifli bir öğlen yemeği yedik eşimle:))     Pestolu makarna salatası, bebek enginar, zeytin ve kurutulmuş domateslerle yapılmış balsamik ve zeytinyağıyla tatlandırılmış akdenizli bir meze, dilimlenmiş emmental,  soğuk chardonnay, muz ve vanilyalı çikolatalı mus………..

Pestolu makarna salatasının üzerinde kavrulmuş çam fıstıkları, çeri domates ve traşlanmış parmesan vardı.

Bu karışımın yanında kızarmış ekmek olsaydı müthiş olurdu dedim :)) tatlılar hiç fena değildi..   Güneşli bir bahar ünü çimlerin üzerine oturduk keyif yaptık. Sadece şarabımız peynir ve ekmek bile güzel giderdi. Bir marketten alınmış bir iki çeşit salata, peynir keyifli bir ortamda nasıl da lezzetli oluyor.

Defnecim, Erenim çok seviyorum sizi ♥ ♥ ♥ ♥……..∞

Tatil

    En son çocukların sorumluluğunu anne ve babama yıkıp gittiğim yer bir hastane odasıydı; üç gün boyunca kolumda serum yattığım, dönen başımı alıp eve gitmeme  izin vermeyen doktorların kontrolünde üç gün.  Bu kez bir hastane odası yerine güzel bir şehre,  yağmurlu ve  karanlık   bir şehre gidiyorum  yanımda eşim…..

4-5 günlük bir mola…

    O, nereleri gezeceğimizi planlarken akşamları, ben yine çocuklar olmadan gidiyorum diye üzülüyorum. Oysa biliyorum, çok sevdiğim bir dostumun dediği gibi onlar bir gün arkalarına bile bakmadan gidecekler…. Bunu biliyorum ama ben onlarsız mutlu olmanın yolunu çoktan unutmuşum 🙁                                                           ♥   ♥   ♥   ♥

    Annem Bodrum’dan dün döndü. Babam 2-3 gün daha kalacaktı bir baktık ertesi akşam çıktı geldi. Annemsiz oralar babama güzel görünmemiş. Böyle oldular son yıllarda baktılar ki, çocuklar gittikten sonra anneme kalan babam, babama kalan annem ♥ Onlara bakınca tamam diyorum, başbaşa tatile çıkmak, sorumsuzca sokaklarda elele gezmek iyi gelecek bize üstelik sevgili teyzem sırf ben bu tatile gözüm arkada gitmeyim diye Erdek’ten geldi, annem babam Bodrum’un güzel baharını bırakıp geldi… daha ne ister insan:))                              ♥   ♥   ♥   ♥

“Dünya bir kitaptır eğer seyahat etmezseniz kitabın sadece bir sayfasını okumuş olursunuz ” ne güzel bir tanımlama. Yeni bir sayfa okuyacak olmanın heyecanı ile……

İyi tatiller bana, bize…..

♥ ♥ ♥ ♥…………∞

MİNİ ALMAN PASTASI

Alman Pastası en sevdiğim lezzetlerden birisi. Özellikle Dere Pastanesi’nin Alman pastası…..  Geçen seneden beri 2-3 deneme yaptım ama aradığım lezzeti bulamadım.  Alman Pastası kekten olmaz, mayalı ve kakulelidir orjinal Alman Pastası hoş acaba Almanlar ne diyordur bu pastaya ya da orjinal Alman Pastası ne derece doğru bir tanımlamadır?   Macar  piyano hocamız Yolanka’ya Macar Gulaşını ve Macar salamını sorduğumuzda cevapları bizi şaşırtmıştı ” Macar salamı diye bir şey yok, Macar Gulaşı diye bildiğiniz şey bizimkiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir şey” demişti :)))

Alman Pastasıda tıpkı un kurabiyesinde olduğu gibi hemen hemen her ülkede değişik ama benzer versiyonları olan bir tat.

Bu sefer buldum! Hafta sonu 4-5 günlük kısa bir tatile çıkıyorum.  Dönüşte ilk işim tarifi uygulayıp sonucu yazmak olacak söz. Biliyorum benim bu tarifsiz resimlerimden şikâyetçi olanlar var ama unutmayın lâf  olsun sayfalar dolsun diye yazmıyorum tarifleri:-)) Bu arada kaşıktaki portakal reçeli;  sıkma portakalla yaptığım, çok uzun süre kaynattığım için reçelle  şekerleme arası bir şey olmasına rağmen daha çok sevilen reçelim. Ben her kış 7-8 yafa portakalın kabuğunu rendeleyip bir kavanoza doldurur, üzerini en az 2-3 parmak toz şekeri ile kapatır, bütün bir sene tatlılara pastalara kısaca ne zaman portakal lezzetine ihtiyaç duysam kullanırdım. Bu kış o kadar çok portakal reçeli yaptım ki diğerine gerek kalmadı.

♥ ♥ ♥ ♥……..

Judy Aldridge

Judy Aldridge.  Benim moda ikonum  Zarif ve stil sahibi  kadın.

Vintage Chanel trench, Prada ayakkabılar

Eski Prada lace up botlar…

J Crew kaşmir hırka, Manolo Blahnik ayakkabılar…

Victoria stili gömlek, Stella Mc Cartney jean…

Elle Decor, 6 sayfa ayırmış Judy Aldridge’in evine….

Giuseppe Zanotti sandallar…

Vintage Dior ceket, Stella Mc Cartney jean, eski Kate Spade ayakkabılar..

Dolce and Gabbana etek, Chloe çizmeler…

Vintage takılar, tüylü Manolo sandallar…

Kadın, üstelik iki kız annesi mutfakta…

daldan dala kitap

Değişik ruh hallerine göre farklı türde kitaplar okumak her şartta kitap okuyabilmeyi sağlıyor. Örneğin canımın sıkkın olduğu ya da kafamı meşgul eden şeylerin fazla olduğu zamanlarda  sonu mutlu biten romantik hikayeler, anlık sakinleştiriciler gibidir; kitabın son sayfasını okuyup kapadığımda kapağını, yüzümde mutlu bir gülümsemeyle dönerim hayata ama geriye ya da ertesi güne hiç bir şey kalmaz. Nadiren de olsa bir kez daha okuyayım dediğim bir tanesi çıkarsa içlerinden, üzerine bir çarpı atar, 1-2 sene sonra anlık bir mutluluğa içsel bir huzura ihtiyacım olduğunda tekrar okumak üzere kaldırırım tekrar okunacaklar rafına.  Çok da haksızlık etmemeliyim aslındabu kitaplara, özellikle Judith Mcnaught daha eskilere gidersem Barbara Cartland’ın kitaplarındanda İngiliz tarihi ve aristokrasisi hakkında az şey öğrenmedim :))   Danielle Steell, Nicholas Spark’ın  romanları Amerika’da geçer bu romanlar sayesindede neredeyse gözüm kapalı  gösteririm eyaletleri, şehirleri :))  Aslında müthiş etliyeci romanlardır, İkisinin de bir çok romanını TV’de film olarak izledik; Yüzük, Defter ne etkileyici filmlerdi. Her türün ayrı yeri ve zamanı var benim için “bazen vakit hızla akıp gidiyor yeni ne öğrendim?” diye bir endişeye kapılırım o zaman altını çizeceğim, sağa sola notlar alacağım cümleleri olan kitaplar okurum bazen edebiyat damarım tutar. Son zamanlarda,  çocukken anne baba zorlamasıyla okuduğum Rus edebiyatının ünlü klasiklerini şimdiki algımla yeniden okumak istiyorum. 1950’lerde basılmış annemin Anna Karenina’sı var başucumda, eski kitap kokusuna bayılırım. sararmış sayfalar, eskimiş bir cilt….Bir kaç aydır  Sebahattin Ali’ye takıldım. En son Kuyucaklı Yusuf’u okudum. Daha önce okudum da hatırlamıyor muyum, yoksa ilk kez mi okudum?  Çok zorladım hafızamı   okumuş olmayı dileyerek ama olmadı, sonuç olumsuz biraz utandım. Edebiyat tarihimizin önemli eserlerinden birisi Kuyucaklı Yusuf . Okumayan her kes bu romanı mutlaka okumalı ama mutlaka…

Mısır unlu portakallı kek

Nefis bir portakallı kek…. Hani şu pastanelerde satılan lorlu portakallı kurabiyeler var ya, eğer o lezzeti seviyorsanız -ben bayılırım- bu keki çok ama çok seversiniz.

Malzemeler:

  • 2 1/2 kap un
  • 1/2 kap mısır unu
  • 1 kap toz şeker
  • 230 gr erimiş tereyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 3 yumurta
  • 1 portakalın kabuk rendesi ve suyu
  • 1/2 kap süzme yoğurt (sütaş)

Nasıl yaptım? Mikser kullanmadım; ıslak malzemeyi balon telle çırptım, önceden eleyip karıştırdığım kuru malzemenin üzerine boşalttım  ve kaşıkla homojen bir karışım olana kadar karıştırdım. Bu arada iyi kas yaptım:))) zira bu hamur bildiğimiz klasik kek hamurları gibi akışkan değil.

22x 22 cm’lik kare kalıbı önceden yağlayıp tabanını yağlı kağıtla kaplamıştım. Keki kalıba boşalttım ve ellerimi sütle ıslatarak hamuru düzelttim. Önceden ısıttığım 180 °C’lik fırında 45-50 dakika pişirdim.

♥ ♥  ♥  ♥ ……………………

 

muzlu karamelli banoffee pay

İngilizlerin ünlü Banoffee Payını yapmıştım bir kaç ay önce ama ölçü kullanmadığımdan tarif yazamamıştım. Yoğunlaştırılmış süt yerine karamel toffe yapmam gerekiyordu. İkinci denemede her şey çok iyi oldu :)) Ancak bu banoffee payı herkes sevmiyor eğer yapacaksanız karamel tadı ve muz sevilir mi, bol kremayı severler mi? gibi sorulara olumlu cevap bulmanız gerek. Ben çok seviyorum:)) Çok tatlı, çay yanında değil ama kahve yanında çok güzel oluyor.

1,5 paket Eti Burçak ve 5 yemek kaşığı erimiş tereyağıyla yaptım Banoffee’nin tabanını. Bisküvileri robotta un haline gelene kadar çektim, tereyağını ekleyip iyice karıştırdım.  Karışımı yaklaşık 22-23 cm çapında bir pay kabının dibine ve kenarlarına bir bardak yardımıyla bastırarak yaydım. Buzdolabında 30 dakika beklettim

1 kap toz şeker ve 1/4 kap suyu küçük ama derin bir sos kabında ocağa koydum. Orta hararetli ısıda şekerin eriyip karamel olmasını bekledim bu arada neredeyse hiç karıştırmadım. Şeker karamelize olduktan sonra ocağın altını kapatıp 1/2 kap kremayı ekleyip hızlı hızlı karıştırdım. Karamelle yapılan tüm işlemlerde çok dikkatli olmak gerekiyor zira ısısı çok yüksek. Kremanın soğuğuyla kısmen katılaşan karamel 5-10 dakika karıştırıldığında tekrar eriyecek. Pürüzsüz bir kıvama geldiğinde 1 tatlı kaşığı tereyağı ekleyip tekrar yağ eriyene kadar karıştırdım. Karamel toffee hazır.

Buzdolabından çıkardığım donmuş bisküvi tabanının üzerine döktüm ve tekrar buzdolabına kaldırdım. En az 1 saat bekledi.

3 muzu karamelin üzerine doğradım.

600 ml süt, 1 yumurta sarısı, 1/2 kap toz şeker, 1/2 kap mısır nişastası ile pişirip, ocağı kapadıktan sonra 1 yemek kaşığı sıvı vanilya ilave ettiğim kremayı ılınana kadar beklettim. Sonra muzların üzerine yaydım.

En üste iyice çırpılmış 200 ml krema koydum. Baktınız krema bir türlü sertleşmiyor o zaman 1-2 kaşık toz krem şanti ekleyip tekrar çırpabilirsiniz. Kremada şeker yok.

Oğlum ve ben çok seviyoruz Banoffee payı ♥  ♥  ♥  ♥ ………∞

 

Tory Burch

Tory Burch’ün Southampton’da 1929 yılında inşa edilmiş Gatsby  dönemi (The  Great Gatsby) evi.

Fotoğraflar VOGUE.com

Sitede yayınlanan fotoğraf, metin ve tariflerin tüm hakkı elvanbasustaoglu.com'a aittir. İzin almaksızın kopyalanamaz ve kullanılamaz.