Her Pazartesi sabahı başlayıp, her Cuma akşamı sona eren şey nedir? Tabii ki Diyet :)) Eskiden olsa bu cümlede “her”ler olmazdı. Genelde Mart başında başlar, Mayıs ayına istediğim kiloya düşmüş olarak girerdim, ama dedimya o eskidendi. Son yıllarda her Pazartesi diyet, her Cuma akşamı tatlı, pasta, börek… Evde iki çift dikkatli göz altında yaşadığında insan fazla koyuveremiyor kendini; oğlum nazikçe ” annecim hani sen bir diyete başlayacaktın o ne zaman olacak?” diye sorduğunda, kızım, ikinci dilimi almaya ya da ikinci tabağı koymaya kalktığımda “sakınnn anne” diyerek beni uyardığında, kendime geliyorum.
Bazen de diyet olmasa da, adına “yediklerime dikkat ediyorum” dediğimiz şeyi yapıyoruz Defne’yle birlikte. Kilo aldığını düşündüğünde, asla rejim değil sadece biraz abur cuburdan uzak, daha dikkatli beslendiği zamanlarda ona eşlik etmek ikimiz içinde daha kolaylaştırıyor her şeyi. İşte o günlerden birinde Defne fotoğraftaki harika tabağı hazırladı bizim için.
Sabahtan Teriyaki ve soya sosla marine ettiği tavuklara, ızgaraya koymadan önce birazda acı sos eklemiş, hem yumuşacık hem de inanılmaz lezzetliydi tavuklar. Kabakları küp küp doğrayıp zeytinyağında, ama harlı ateşte soteledikten sonra bol maydanoz eklemiş ve tabii tuz karabiber….. Kızımın elinden yemek yemek, hem de böyle hoş bir sunumla diyete gerek kalmadan eritti beni :))
Benim evimde, hayatın kadınsı detaylarını paylaştığım bir genç kızım var artık. İşten eve yorgun döndüğümde, güneşli mutfağımızda buluşup, onun hazırladığı güzel bir çay sofrasında birlikte keyifli sohpetler ettiğimiz 15 yaşında bir kız arkadaşım var :)))