Benim Hayal Defterim

FINDIKLI KURABİYE

DSC_6998

Malzemeler:

  • 220 gr terayağı
  •   1/2 çay bardağı pudra şekeri
  •  1 tatlı kaşığı vanilya
  • 1 + 1/2  kap un
  • 1/2 kap nişasta
  • 1 tutam tuz
  • 1 çay bardağı kırılmış fındık

   Tereyağı ve pudra şekerini KitchenAid’te 3-4 dakiaka karıştırdım. Vanilya, un, tuz ve nişastayı ekledim ve karıştırmaya devam ettim. En son fındıkları ilave edip son bir kez karıştırdım ve hiç beklemeden ceviz büyüklüğünde toplar yapıp tepsiye dizdim. Önceden ısıttığım 180 derecelik fırında hafifçe pembeleşene kadar pişirdim. Üzerine pudra şekeri serperek ılık ılık bütün odalara servis yaptım.  Ancak tadına bakabildiğim bu nefis fındıklı kurabiyelerin keyfini çıkaramadım 🙁

KURABİ YEEEEE!

DSC_6992

Mis gibi tereyağı, vanilya ve taze kavrulmuş fındıkla yapılmış bir kurabiye…

DSC_6996

Ancak tadına bakabildim. 🙁  Akşam çayımın yanına bir tane alayım diye mutfağa bir girdim ki kurabiye tabağı bomboş. Odaları dolaştım belki birisi bırakmıştır tabağında diye… 

DSC_6998

Tarifini yazacağım yakında. 🙂

balkabağımmmm

   Lisa McDonald, hayat hikayesi müthiş bir romana konu olacak kocaman yürekli bir kadın. Patoloji uzmanı babanın kanser tedavisi gören doktor oğlu 🙁 tedavi gördüğü hastanede tanıştığı hemşireye aşık olur ve evlenirler. Kendi çocuklarına sahip olamazlar ama Dünya’nın beş farklı ülkesinden beş çocuk evlat edinirler. Biz onları tanıdığımızda sadece iki çocukları vardı. Neredeyse her karşılaşmamızda yeni bir çocuk haberi aldık. En son biraraya geldiğimizde, Çin’den küçük bir kız bekliyorlardı. Sonraki yıllarda, Cliff’in kanser yüzünden hayatını kaybeden ablasının Down Sendromlu çocuğunu evlat edindiklerini duyduk. cliff  Onlar, bizim hayatımızda unutulmaz anıları, yerleri olan insanlardan.  Durham ve Duke Universitesi, Cliff ve Lisa, Bülent abla ve İlhan ağabey, Züleyha abla… Evliliğimin ilk ayları….  Onlardan yardımlaşma ve dostluk üzerine çok şey öğrendik.  Hepsini sevgiyle, minnetle andım. ♥ Lisa’dan bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmurda, çocukları sokağa çıkarmanın onlar için ne eğlenceli olduğunu öğrendim. Üstelik çocukların yağmurda erimediklerini kendi gözlerimle görmemde başka bir kazanç oldu 🙂 Bir de bu harika keki öğrendim. DSC_6951 Lisa’nın, defterimdeki 17 yıllık balkabaklı kek tarifi…

Malzemeler:

  • 1,5 kap un
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tutam tuz
  • 1 + 1/4  kap balkabağı püresi
  • 1 + 1/4  kap şeker
  • 3/4 kap sıvı yağ
  • 3 yumurta
  • 1/2 kap ceviz

   Hemen hemen bir pakete yakın balkabağını, yarım çay bardağı suyla kısık ateşte iyice yumuşayıncaya kadar pişirdim. Süzgeçte soğuyana kadar beklettim. Soğuduktan sonra tel süzgeçten geçirdim. Kuru malzemenin tamamını eledim. Derin bir çırpma kabında, yumurta ve şekeri 2-3 dakika çırptım. Yağı ve kabağı ilave edip en düşük devirde karışana kadar çırptım. Kuru malzemeyi ekleyip, homojen bir karışım olana kadar karıştırdım. En son cevizi ekledim, karıştırdım. Yağladığım, yaklaşık 40 x 25 cm’lik dikdörtgen kalıba boşalttım ve önceden ısıttığım 170 °C’lik fırında 25-30 dakika pişirdim.    Üzerine ölçüsüz klasik krem peynir kremamı yaptım. Krem peynir, peynirin yaklaşık 1/3’ü kadar oda sıcaklığında tereyağı, pudra şekeri ve vanilya. DSC_6955

PEYNİR FONDÜ

DSC_6923

   Peynir fondünün ben de hatırı büyük.  5 yıl önce  bizim için çok keyifli, çocuklar için sıkıcı bir “uzun yol” tatilinde ilaç gibi gelmişti Gruyére’de yediğimiz peynir fondü. Yaramazlıklarının tavan yaptığı bir sırada, beyaz şarap katkısı bol bir peynir fondülü  öğle yemeğinin arkasından arabada günlerden sonra ilk kez yaşadığımız sessizliği, uyuyan  çocuklarımın o şarhoş edici mırıltılarını hiç unutamam. O günden sonra ne zaman arabada  çıldırsalar o peynir fondülü öğle yemeğinin tatlı anısına sığındım 🙂

   Peynir fondü, çocuklara sebze yedirmenin atıştırmalık ara öğün hali.

   30 gr tereyağını küçük boy bir çorba tenceresinde erittikten sonra 30gr unu ekleyip, unu çiğ tadı gidene kadar; ama asla pembeleşmesine izin vermeden 1-2 dakika kavurdum.  1 + 1/4 kap sütü  ilave edip, aralıksız karıştırarak kaynayana kadar ocakta tuttum.  300gr rende peyniri ekledim ve eriyene kadar balon telle karıştırdım. En son birer tutam karabiber ve rende muskat ekledim.

   Fondü kabına aktardım ve buharda pişmiş sebzeler ve ekmekle servis yaptım.

   Peynir olarak gravyer kullanmak en doğrusu; ama bence, ısınınca eriyen herhangi bir kaç çeşit peynirle de çok güzel oluyor. Ben bu defa emmental ve çedar kullandım.

DSC_6921

♥ ♥ ♥ ♥……..∞

10 YAŞ

DSC_6933

   Bugün, benim tatlı oğlum 10 yaşını bitiriyor. 1-2 seneye kalmaz boyu boyumu geçecek. Saçları koyu sarı, gözleri bal rengi… Biraz biraz ergen halleri almaya başladıysa da, zaman zaman büyüdüğünü kanıtlama sevdasına kapılıp dediğim dedik inatlaşmaları yapsa da, o hala bana kapılar açan, elimde hiç bir şey taşıtmayan, benden önce kapılardan geçmeyen küçük centilmenim.

DSC_6942

   Red Velvet Cake (Kırmızı Kadife Kek), Eren’in 10. yaş pastası. Lezzetide görüntüsü kadar güzeldi; ama bu pastada bir annenin gözyaşları var 🙂 Şaka değil. Bozuk fırında kek pişirmeye kalkınca, kabarmayan kekler yüzünden üzülüp ağlar bir anne. sonra yeniden bir kek yapar (ortadaki açık renk kat) başka bir fırında pişirir. Aksilikler ardı ardına gelsede, sonuç hüzne ve harcanan zamana değecek kadar güzel olur.

DSC_6940

     Red velvet keki lezzetli yapan şey boyası değil; kekin kendisi çok lezzetli. Boyalı şeylerden mümkün olduğunca kaçınırım; ancak red velvet kekte kullandığım boya organik bir boyaydı.

İlkin ablacım, boyalar ve diğer malzemeler için çok teşekkür ederim 🙁

TAM BUĞDAY EKMEĞİ

DSC_6912

    Tam buğday ekmeğini,  haftada en az iki kere pişiriyorum. Çok kolay bir uydurma tarif 🙂 Son yaptığımda evde süt yoktu, onun yerine Pınar’ın süt tozunu kullandım. (sakın coffe mate’le karıştırmayın!)  1 kap sıcağa yakın ılık suyu Kitchen Aid’in karıştırma kabına koydum.  Üzerine 1 tatlı kaşığı kuru maya ve 1,5 yemek kaşığı pekmez koyup, küçük bir balon çırpıcıyla mayayı eritene kadar çırptım. Sıcak bir yerde 10-15 dakika köpürmesini bekledim. Pekmezin asidik içeriğinden olsa gerek çok fazla köpürmüyor. 45 gr erimiş tereyağı, bir çay kaşığı tuz, 2 tepeleme tatlı kaşığı süt tozu ve 3 kap tam buğday ununu ekleyip, pedal uçla hamuru karıştırdım. Aynı kabın içinde ağzı kapalı olarak sıcak bir yerde 1 saat mayalandırdım.  Bekleme süresinin sonunda hamuru, hafifçe unladığım tezgahta pürüzsüz bir hal alana kadar yoğurdum. Kalınca bir oval yapıp üzerine bıçakla derin diagonal kesikler attım. Ekmeği küçük bir tepsiye koydum; tepsiyi temiz ve büyükçe bir poşetin içine. 2 saat daha mayalandı. 180 derecede 30-40 dakika pişirdim.

   Süt tozu yerine süt kullanacak olsaydım sıvı miktarı: 1/2 kap su + 1/2 kap süt olarak değişecekti.

Afiyet olsun.

   ♥  ♥ ♥ ♥……..∞

TAM BUĞDAY EKMEĞİ

DSC_6905

   Çocukluğumun akvaryumundaki balıklara benzedim son haftalarda. Küçüktüm, balıklara her gün aynı yemi verdikçe ağabeyim, onlar için üzülür, annemin muhteşem krem karamelini ya da çikolatalı kekini yiyemedikleri için dertlenirdim. Çocukluk işte…

   Neredeyse her öğün üzerine labne ve erik reçeli sürülmüş tam buğdaylı, pekmezli ekmek ve bir bardak çayla beslenen bizim evin balığıyım son haftalarda 🙂 Erik reçeli kahvaltı soframın olmazsa olmazıydı bir de ev yapımı ekmeğin lezzeti eklenince harika bir ikili oldular. Aslında labne yerine tereyağını tercih etsem de çaresiz katlanıyorum labnenin düşük kalorili tadına 🙂

   İçinde pekmez, süt, tereyağı ve tam buğday unu olan harika bir kahvaltı ekmeği… Bazen uydurma tarifler çok daha güzel oluyor 🙂 Tarifini yazabilmem için her şeyi ölçmem lazım, önümüzdeki hafta…   

DSC_6903

ANJELİKA ERİK REÇELİ

DSC_6890

   Bu yaz,  neredeyse bütün yaz meyvelerinden reçel yaptım.  Killerimin rafları reçel kavanozlarıyla doldu 🙂 Anjelika eriği daha önce yapmıştım; ama kavanozu düşüp kırıldı 🙁 

   Marketten tam 1600 gr anjelika erik aldım. Uzun uzun yıkadım.  Ortadan ikiye bölüp çekirdeklerini çıkardım. Erikleri reçeli pişireceğim büyükçe bir tencereye aldım, üzerlerine  675 gr toz şeker koydum ve tencerenin kapağını kapattım.  Güzel bir akşam uykusu çekmeleri için buzdolabına kaldırdım.  Sabah  ocağa koydum ve kaynatmaya başladım.  15. dakikada yarım limonun suyunu ekledim.  Arada bir karıştırarak fazla köpük olmasını engelledim.  Kesinlikle köpük ayıklama işlemi yapmadım. Toplam kaynama ya da pişme süresi 45 dakika. Hepsi bu kadar.

   Şu renge bir bakın ! Reçel öyle çekiciydi ki hemen tam buğday unundan bir ekmek pişirdim. Sıcak mis kokulu bir ekmek, kremamsı bir tereyağı, erik reçeli ve sıcacık bir bardak çay… Üstelik dışarda hava kapalı, yağmur yağdı yağacak.

DSC_6891

 ♥ ♥ ♥ ♥……♥

marmelat

DSC_6870

   Benim reçel tutkunu annem, yaz gelince  bütün yazı reçel yaparak geçirir. Çeşit çeşit reçeller…. Kayısı ve çilek reçeli çok çok güzel olur; İncir reçeli yemyeşil, gül reçeli mis kokulu…

   Ben de iki senedir türlü meyvelerden reçel denemeleri yapıyorum. Elimde nefis tarifler varken neyi deniyorum ? Az şekerli konserve reçel deniyorum. Yazın başından beri üç değişik erik türü, kayısı ve şeftali ile reçel ve marmelat konserveleri yaptım. Bir kavonozu açtığımda en fazla 2-3 haftada bozulmadan tüketiliyor. Üstelik hem daha sağlıklı, hem de daha hafif.  Az şeker ve az pişmiş meyveler…

   Geçen hafta sonu marketten tam 1100 gr İtalyan eriği aldım. Erikleri iyice yıkayıp çekirdeklerini çıkardıktan sonra, hiç su koymadan küçük bir tencerede, mum gibi kısık ateşte, kendi buharında yumuşayıncaya kadar pişirdim. Parçalayıcı el blenderi ile erikleri püre haline getirdim.  300 gr toz şeker ekleyip kaynatmaya başladım. Kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra 1 tatlı kaşığı limon suyu ilave ettim. Yaklaşık pişme süresi 25-30 dakika.  Bu arada bol kaynar su içinde kullanacağım kavonozları iyice kaynattım.   Kavanozları bir maşa yardımı ile  kaynar sudan çıkardım. Marmelatı, pişer pişmez  200 ml’lik 3 kavonoza böldüm. Kapaklarını kapattım ama çok sıkmadım hemen ters çevirdim. Kavonozların  içinde kalan hava çıktı.  Yaklaşık 1 saat sonra çevirdim ve kiler rafıma dizdim. Bu kadar az şekere, bu kadar az kaynamaya rağmen gayet kıvamlı oldu. Anlaşılan erik bol pektinli bir meyve.

  Elma marmelatı hepsinden güzel oldu 🙂

BAKLALI PİLAV

DSC_6880

   En sevdiğim pilav! İran mutfağının nefis bir tarifi. Yıllar boyunca çok nadir gördüğüm ama çok sevdiğimiz İran’lı bir arkadaşımızın Reza’nın tarifi baklalı pilav. Klasik başarılı insan profili; merakları hobileri olan…   Reza, Becton Dickinson’un Business manager’i. Yemek yapmak, en azından kendi mutfağına  has yemekleri yapmak onun hobisi bence.  Pilavı öyle bir tarif etti ki…. Bir ritüel gerçekleştiriyormuş gibi hissettim yaparken 🙂

   Bu tarifi Reza’dan aldım; ama aslında ben bildim bileli bu pilav bizim ailede çok sevilir. İran mutfağı bana göre olağan üstü lezzetli. Annemin hiç tanımadığı İran’lı dedesinden kalan tek kültürel miras yemekler olmuş. Çok değişik kültürlerin harmanlandığı ailemizde,  Fars kültürünün de bir etkisi var.

      Reza, uzun uzun tarif etti pilavın yapılışını. İstanbul’dan kargoyla, ayıklanıp dondurulmuş iç bakla yolladı. Eşim, Bangkok’tan basmati pirinç getirdi. Ben de pilavı pişirdim 🙂

   Tamam Basmati gibi olmaz ama büyük marketlerde satılan jasmin pirinci de işe yarar. Ben tam 500 gr pirinç kullandım. Suyu berraklaşana  kadar defalarca yıkadım. yaklaşık 2-3 litre  kaynar tuzlu su (1 dolu tatlı kaşığı) içinde pirinci ve  200-250 gr kadar ayıklanmış iç baklayı,  prinçler  al dente olana kadar kaynattım. Makarna pişirirken kullandığımız al dente terimi bence basmati pirinç için de geçerli. Pirincin, haşlama işleminden sonra yaklaşık bir yarım saat daha pişeceğini hatırlatayım. Pirinci süzdükten sonra soğuk suyun altından geçirdim. Süzgeçten süzülen suyun yaklaşık 4-5 çorba kaşığı kadarını pilavı pişireceğim tencerenin dibine akıttım. 2 yemek kaşığı rafine zeytin yağı ilave ettim. Bu arada pirinci,  ince doğranmış küçük bir demet dereotu ile  harmanladım. Tencereye aldım. Kapağını tam kapatmadan orta hararetli bir ocakta 3-4 dakika tuttum. Buharlanmaya başlayınca önceden erittiğim 150 gr tereyağını delikli bir kepçe ile pilavın üzerine yağmur gibi yağdırdım 🙂  Böylece yağ her yere eşit dağıldı. Ocağı mum gibi kısıp, tencerenin ağzını temiz bir mutfak havlusuyla kapatıp, üzerine sıkıca kapağını kapattım. Toplam pişirme süresini 30 dakikaya tamamladım. Tencerenin dibine koyduğum sıvı yağ, pilavın dibinin börek gibi kızarmasına neden oldu. Sonuç muhteşemdi. Kokusu olağan üstü, lezzeti dolu doluydu.

Teşekkür ederim Reza.

Sitede yayınlanan fotoğraf, metin ve tariflerin tüm hakkı elvanbasustaoglu.com'a aittir. İzin almaksızın kopyalanamaz ve kullanılamaz.