40’lı yaşlar
“40 harika bir yaş”
“Kadınlar için zirve 40 yaş”
“Hayat kırkında başlıyor” gibi cümleler eminim bizden daha genç olanlara komik geliyordur. Hatta kendimizi böyle avuttuğumuzu düşünüp içten içe dalga geçiyorlardır bizimle. Ehh haksızda sayılmazlar doğrusu. 20’li yaşlar, 30’ların başları.. Bir kadının en ışıltılı yılları…. Henüz göz etrafında çizgiler oluşmamıştır, saçta beyazlar 1-2 tane göstermeliktir, belimiz incecik, bacaklarımızda selülitden eser yoktur, vücudumuzdaki hiçbir yükselti henüz yer çekimine yenik düşmemiştir:))) kısaca şahane bir hediye paketi gibiyizdir o yıllarda. Paketin görüntüsü içinde ne olduğunu boş verecek kadar büyüler. İnsan en çok da o yaşlarda korkar yaşlanmaktan çünkü sahip olduğumuz en değerli şeydir aynadaki görüntü. Sonra yıllar hızla akmaya başlar. Yavaş yavaş değişir hayatımızda, görüntümüzde. İnanılmaz mucizelerin ortağı oluveririz kendi çocuklarımızı dünyaya getirdiğimizde. Sonra bırakın görüntümüzü, kendimizden vazgeçtiğimiz yıllar gelir. Uykusuz geçirilen geceler, merak, endişe… Bırakıveririz ucunu yılların da, çizgilerin de, beyazların da. Doya doya dertlenemeyiz bile yüzümüzdeki yeni bir çizgiye, tam ayna karşısına geçip” vah” diyecekken, küçük bir kafa giriverir görüntüye, ıslak bir öpücük kondurur yanağınıza, dertlenmeyi unutur şükredersiniz o yeni oluşmuş çizgiye ya da tam kalınlaşmış belinizi ölçerken ayna karşısında küçücük elleri sarılıverir belinize, unutur gidersiniz niye ayna karşısındaydınız? Orada ne yapıyordunuz? Kocaman bir gülümseme yayılır yüzünüze artık başkalarının sizi nasıl gördüğünden çok, çocuklarınızın nasıl gördüğü önemli olmaya başlar. Hep iyi görünmek istersiniz onlara.
Yıllar aynadaki görüntümüzden bir sürü şey götürse de, zaman yüzümüze çizgilerini çizse de görünmez öyle çok şey katar ki yıllar bize… “Zamanın kumbarası” biriktirir zaman yaşanmışlıkların özetini ruhumuzda, altını çizdiği cümleleri kazır yüreğimize. Artık bir görüntüden ibaret olduğumuz günlere inat, müthiş bir de hikayemiz vardır bizi anlatacak. Farkındalıkların çağı başlamıştır artık, bunun değerini bilenler mutlu yaşlanıyorlar. 40’lı yaşlar en güzel yılları hayatımızın. Mesleğimizde en yüksek performansa ulaştığımız, işimizi en iyi şekilde yapmak için yeterli enerji ve tutkuya sahip olduğumuz yaşlar. Üstelik çok daha ciddiye alındığımız yaş bu 40’lı yaşlar. Galiba artık yeterince büyüdüğümüzü sözlerle ispat etmeye gerek kalmadı görüntümüz bizi haklı çıkarır oldu:)) Yeni arkadaşlar edinmek için çabalamayı bıraktığımız onun yerine elimizde olanlarla daha fazla zaman geçirmeye odaklandığımız, birbirimizin hatalarını örtüp, iyi yanlarını daha çok övecek bir olgunluğa eriştiğimiz bir yaş bu yaş. İlişkilerimizde neyi isteyip neyi istemediğimizi bilip, çekinmeden ve utanmadan bunları dile getirebildiğimiz bir olgunluk çağı. 20’li yaşlardaki bizden çok daha fazla kendine güvenen, modayı takip ederken komik durumlara düşmeyeceğimiz kadar kendimizi tanıdığımız, bize neyin yakışıp neyin yakışmadığını bilerek tercihler yaptığımız yaşlar bu 40’lı yaşlar.
Kısaca güzelliğimizin doruğundayız:) Düşünsenize Sarah jessica Parker, Nicole Kidman, Demi Moore, Sandra Bullock ve Julia Roberts’la aynı yaştayız.
Elvan
Çikolata kek
Yıllar önce Corinne’den almıştım bu tarifi. Zamanla bu kekin pasta için çok uygun olduğunu fark ettim. Yıllardır da Ganaş pasta yapmak için bu tarifi kullanıyorum.
Hafta sonu ganaş pastayla uğraşacak vaktim olmadığından, ben de tarifi aşağıda verdiğim gibi yarım ölçü yapıp üzerine nefis bir ganaş sos yaptım. Görüntüsüde lezzetide bu tarifi “kek” adıyla vermenin haksızlık olduğunu bağırdı avaz avaz.))
Malzemeler:
- 125 gr tereyağ
- 1/4 kap kakao
- 1/3 kap su
- 1 kap elenmiş un
- 1 kap şeker
- 1/4 çay kaşığı tuz
- 1 yumurta
- 1/2 kap buttermilk (sütün içine bir 1 çay kaşığı sirke koyup 5-10 dakika bekleyince buttermilk’e benzer bir şey çıkıyor)
- 1 paket kabartma tozu
- 1 tatlı kaşığı sıvı vanilya (=1 paket vanilya)
- portakal kabuğu rendesi
Küçük bir sos kabına su, tereyağ ve kakao’yu koyup ocakta kaynatmadan sadece tereyağ eriyene kadar ısıttım. Bu arada kakao topak olmasın diye balon telle iyice karıştırdım. Ayrı bir kapta yumurta ve şekeri çırptım, buttermilk, tuz, kabartma tozu ve vanilyayıda ekleyip karıştırdıktan sonra kakaolu karışımı ekledim. En son elenmiş unu ekleyip iyice karıştırdım. 22 cm çapındaki küçük kek kalıbımı bir parça tereyağ ile yağladım. Tabanını çapı genişliğinde kestiğim yağlı kağıtla kapladım. Fırının ısısını 180°’ye ayarladım. Karışımı kalıba boşalttım. Fırın istediğim ısıya geldiğinde, keki fırına koydum. Yaklaşık 40-45 dakika pişirdim.
Ganaş sos:
- 150 ml krema
- 80 gr bitter çikolata
- 1 yemek kaşığı tereyağ
Kremayı kısık ateşte ısıttım. Elimle küçük parçalara böldüğüm çikolata ve tereyağının üzerine döküp çikolata eriyene kadar karıştırdım. Ganaşı yarım saat kadar buzdolabında beklettim, böylece soğudukça kıvamı arttı. Kek soğuduktan sonra üzerine döktüm. Spatula yardımıyla kremayı kekin üzerine yaydım.
Özellikle ılıkken çok daha lezzetli oluyor. Bir çikolatalı kekten çok fazlası………..
Katie Ermilio
Bir resim kadar güzel…. Romantik bir şarkı gibi…
Modası hiç geçmeyecek, çabasız bir şıklık…. Katie Ermilio
Avustralyalı model Rosie Tupper’ın romantik ve masum görüntüsü, fotoğraf sanatçısı Jamie Beck’in dehasıyla birleşince bakmaya doyulmaz fotoğraflar çıkmış ortaya.
Anneler Günü
Sabah ıslak bir öpücükle uyandım. Sabredememişti Erenim bir an önce hediyesini verebilmek için uyandırdı beni. Bayıldım pembe yumuşacık terliklerime. En çok üzerine resmimi çizip İngilizce sevgi sözcükleri yazdığı kartı sevdim. Sakladım anıları biriktirdiğim kutuya. Karanfilleri kurutup saklarmıyım?
Bana en güzel anneler günü hediyesini Defne verdi. Sabah erkenden uyanıp piyanonun başına oturmuş. Anneler günü sabahına piyanoda çalınan “love story”ile başlamak çok keyifli oldu. Artık piyano çalmayacağım dediği günün üzerinden üç yıl geçti. Bir gün döner diye ümitle beklediğim üç koca yıl. Ani bir kararla mezuniyet töreninde “love story” çalmaya karar verdi. İki gündür çalışıyor.
Annemin kahvaltı davetine giderken yol boyunca anneye güzel sözler söyleme yarışması yaptık. Eskiden çok gülerdik çünkü Eren komik laflar eder güldürürdü bizi. Kremalı annem, ışıklı annem, annecim sen havalarda uçan bir meleksin. Zaman akmış, oğlum büyümüş…..annenin kremalısının olmayacağını öğrenmiş :)) Artık kremalı bir anne olmasam da dünyayı dolaşıp geri dönecek kadar seviliyor olmakta bana yeter.
Sabah annemin elleriyle hazırlanmış müthiş bir kahvaltı sofrasında buluştuk hep beraber.Yıllar önce beş kişi oturduğumuz sofrada bu gün 0nüç kişiydik. Dört anne ve anneler gününü kutlayan sekiz çocuk….. Taze ekmek ve bahar çiçekleri kokan bir masada sevgiyle sarıldık birbirimize.
Annecim kendine iyi bak. Sakın bizi sana hasret bırakma. Sakın bizi sevginden mahrum bırakma….
Anneler günün kutlu olsun. Çocukların hep etrafında olsun.
palmiye
Hazır bir şeyler almak bile palmiye yapmaktan daha zahmetlidir. Çok kolay, çok çabuk…
Malzemeler:
- 4 yaprak tereyağlı milföy hamuru
- bolca toz şeker
Milföyü deepfreez’den çıkarttıktan sonra yumuşamasını bekledim , ancak toz şekeri hamuru parçalamasın diye donu çok fazla çözülmeden yaptım palmiyeyi.
Bolca toz şeker serptiğim tezğah üzerine ilk milföy yaprağını koydum. Üzerine yaklaşık bir avuç toz şekeri serpip ikinci yaprağı koydum. Onun da üstüne tekrar bolca şeker serptim . Önce elimle bastırdım, sonra merdane ile açabildiğim kadar ince açıp bir dikdörtgen haline getirdim. Sonra alt resimdeki gibi şekil verip kestim.
Fırının turbo ayarında,180°’de iyice pembeleşene kadar 20-30 dakika pişirdim. Kahve yanında çok iyi gidiyor …
Sindirella’nın gelinliği
Gösteriş ve abartıdan uzak, romantik, klasik, şahane bir gelinlik.
Bu güne kadar medyada gördüğümüz sade ama zarif Kate Middleton’la uyumlu bir gelinlik …
Kate Middletone, gelinliği, duvağı ve elindeki çiçeğinin sadeliğiyle halktan geldiğinin mesajını verir gibiydi.
Geçen yıl annesinin ölümünden sonra bunalıma girip hayatına son veren, Alexander McQueen’in baş tasarımcısı Sarah Burton tasarlamış gelinliği. Fransız chantilly ve İngiliz cluny dantelleri kullanılmış. The Royal School of Needlework öğrencileri yardım etmiş motiflerin kesilip aplike edilmesinde Sarah Burton ve ekibine. Yüzlerce aplike yapılmış. Kumaşlar kirlenmesin diye yarım saate bir ellerini yıkamışlar. 3 saate bir de dikiş iğnelerini değiştirmişler,körelip dantelleri zedelemesin diye.
“Halo” taç, 1936 yılında Cartier tarafından yapılmış ve o yıl Kral VI. George tarafından Ana Kraliçe Elizabeth’e hediye edilmiş. O’da tacı kızına (Kraliçe Elizabeth) 18. doğum günü armağanı olarak vermiş. Elizabeth’in Prens William’ın eşine ödünç olarak verdiği taç işte bu taç. Kraliyet mücevherlerinden biri olan taç Cambridge Düşesi öldüğünde yada Kraliçe geri istediğinde ait olduğu yere dönecekmiş. Masal gibi binlerce yıl süren gelenekler….
Tam bir peri masalı…. Cambridge Düşesi…
İngiliz aristokrasisi içinde doğmuş lady Diana Spencer’ın gelinliği geldi aklıma çok masum ama bir okadar da gösterişliydi.Kolundaki fırfırlar, fiyonklar şaşaaya romantik bir görüntü katmıştı. Metrelerce uzunluktaydı kuyruğu, elinin çiçeği neredeyse dizine kadar uzanıyordu.
Grace Kelly’nin gelinliği gibi zamansız bir tasarım olmuş Cambridge Düşesi’nin gelinliği. Modası hiç geçmeyecek bir klasik…
Bir kere daha emin oldum strapless gelinlik gelinliği basitleştiriyor. Gelinlik bir gece kıyafeti gibi algılanmamalı. Çizgilerinde masumiyet,romantizm, zerafet olmalı mutlaka ama en önemlisi biraz klasik olmalı bence. Dantel mutlaka olmalı….
Damla çikolatalı yulaflı kurabiye…
Klasik çikolata parçacıklı kurabiye (chocolate chip cookie) tarifinden farkı içinde yulaf ve biraz tarçın oluşu.
Malzemeler:
- 1 kap un
- 1 tutam tuz
- 1/4 tatlı kaşığı tarçın
- 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
- 1/2 tatlı kaşığı karbonat
- 115 gr tereyağ
- 1/2 kap esmer şeker
- 1/4 kap toz şeker
- 1 paket vanilya
- 1,5 yemek kaşığı süt
- 1 yumurta
- 1 1/2 kap yulaf
- 1/2 kap damla çikolata
Önce terayağ ve şekeri mikserle iyice çırptım. Yumurtayı ve sütü ekledim, karıştırmaya devam ettim. Yulaf ve damla çikolata hariç geri kalan tüm malzemeyi karışıma ilave ettim. İyice karıştırdıktan sonra yulaf ve damla çikolatayı ekleyip karıştırdım. Son eklemelerden sonraki karıştırmayı kısa kesmemin sebebi damla çikolata ve yulafın ezilmemesi.
Hamuru buzdolabında 30-40 dakika kadar beklettikten sonra ceviz büyüklüğünde toplar yapıp dizdim tepsiye ve daha önceden ısıttığım (180°C) fırında 15-20 dakika pişirdim. Çocuklar o kadar çok seviyorlarki bu kurabiyeyi geçen hafta iki gün üst üste pişirdim.
Hafta Sonu
Cumartesi günü hava güneşliydi. yarım gün çalıştım eve döner dönmez mutfağa daldım ve nefis bir çilekli pasta yaptım. Keki çok kolay, kreması çok lezzetliydi, ehh görüntüsüde fena sayılmazdı doğrusu.
Çilek mevsimi bizim evde mutfak sanatlarının doruğa çıktığı zaman :)))Taze yenen çileğin artanı ertesi güne mutlaka çilekli jole oluyor. Muhallebili çilek, çilekli rulo pasta, çilekli sıcak kek, çilekli krema, çilekli süt… Yazmalıyım bu pastanın tarifini ama biraz fazla uzun şimdi üşendim doğrusu.
Cumartesi günü oğluşum solan çiçeklerimin yerine yenilerini toplayıp getirdi. Minicik bir bahar demeti. Bahar ve yaz boyunca beni hiç çiçeksiz bırakmaz♥
Pazar günü yağmur hiç durmadı, buna rağmen Eren’i futbol maçına götürdük iyiki götürmüşüz 3 gol attı oğlum. :)) Sağdan 3.
Defnoşum aşk acısı çektiği için bizimle pek görüşmüyor bu aralar. Acısı okadar derinki hiç Türkçe müzik dinlemeyen bizim kızımız şimdilerde bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor modunda 🙁