Son günlerde çok ihmal ettim kendi hayal defterimi 🙁 Çooook çalışıyorum bu aralar. Eren’le sınavlara hazırlanıyorum, kendimi geleceğe hazırlıyorum…..
Resmini gördüğünüz nefis cevizli kekin tarifini 2 güne kalmaz yazacağım.
Dün, bugün, yarın....
Son günlerde çok ihmal ettim kendi hayal defterimi 🙁 Çooook çalışıyorum bu aralar. Eren’le sınavlara hazırlanıyorum, kendimi geleceğe hazırlıyorum…..
Resmini gördüğünüz nefis cevizli kekin tarifini 2 güne kalmaz yazacağım.
Son günlerde o kadar çok koşturuyorum ki ne bir iki satır kitap okumaya, ne de tarif yazmaya vaktim olmuyor. Durum böyle olunca ben de biraz eskileri karıştırdım 🙂 Geçen yaz yaptığım Galaktobörek geldi aklıma. Galaktobörek, Yunanlıların geleneksel bir tatlısı: Altta ve üstte baklavalık yufka, arada irmik, yumurta ve sütle hazırlanmış bir krema. Bizim Laz böreğine çok benziyor. Ben çok beğendim ama çocuklar kremadaki yumurta tadını sevmediler. Galaktobörek denemem merakımı giderdi; ancak kitabın üzerine “bir daha yapma” notu düşmeme neden oldu 🙁
Preserving kitabından yaptığım limon mermelatı fena değildi. Onca güzel meyve varken limon marmelatını çok merak ediyorsanız bir kere denenebilir.
Gravlax benim olmazsa olmazım oldu artık. Kızarmış ekmek, mayonezli tartar sos ve ince gravlax dilimleri……..
Paskalya Çöreği, anne tariflerimden birisi. Neden bunca zamandır tarifini yazmadım?
Derya’nın evinde, salon ve mutfak en beğendiğim iki yer. Bir duvarın boydan boya cam olması çok hoş. Bir de camın arkasındaki görüntü yemyeşil bir bahçe manzarasıysa, duvara asılmış devasa bir peyzaj tablo eşsiz bir dekor oluşturuyor tüm detaylar için.
Üstteki fotoğrafı birinci resim yapmamın sebebi, bu koltuğu kendime ayırmam 🙂 Bir gün, bu koltukta oturup Derya ile karşılıklı kahve içeceğim. Sehpanın üzerinde yuvarlak çerçevede duran siyah beyaz çocukluk fotoğrafını alacağım elime,eski bir anıya dokunmuşcasına sevineceğim. Büklüm Sokak’taki evden hatırlıyorum o resmi 🙁
Harika bir manzara. Şu ahşap yer döşemelerini bu hale getirmek için ne uzun işlemler yaptıklarını anlatmıştın ya, her ne yapmışlarsa harcanan zamana değmiş. Çok şık görünüyor.
Duvardaki aplikler, vintage parmaklıklardan esinlenerek yapılmış bayıldımmm. Masa üzerindeki avize eski evden kalma “Murano” avize.
Şu Candle Stick dedikleri tarzda uzun gövdeli büfe lambası bulamadım buralarda. Eminim o da Restoration Hardware’dir. Restoration Hardware’den aplikler sipariş ettim. Aracı firma Amerika’dan kapıma kadar yolladı, üstelik burada bulamayacağım kadar şık ve bulsam da belki bir tanesinin fiyatına 3 tane gettirttim.
Salonun duvarlarını süsleyen tablolar ünlü ressamlara ait: Adnan Turani, Mustafa Ayaz, İbrahim Balaban, Şeref Bigali, Kayıhan Keskinok, Hayati Misman, Yusuf Toprak, Ali Demir.
Kristal salon…. Derya, Grafik Tasarım mezunu, üstelik yıllarca sanat galerisi yöneticiliği yaptı. Tüm bunlar genlerle de karışınca ortaya böyle güzel bir ev, güzel bir yaşam stili çıktı.
Evin önceki halini gösteren fotoğrafları görünce “Derya bir tatile çık hemen, çok yorulmuşsun” demek istedim. Ev tadil edilmemiş, yeniden inşa edilmiş.
Traverten taşlardan yapılmış Sophia şömineyi Eldorado yapmış.
Mutfak olağan üstü zevkli….Beyaz dolaplar ve ahşap yer döşemeleri “Kontrast şıklığı”
Öncesi ve sonrası arasında inanılmaz bir fark var. Aynı mutfak olduğuna dair izler aradım. Pencereler bile değişmiş. Bu arada ahşap sandığım doğramalar meğer vinilmiş. Geniş çerçeveler duvara asılmış bir tablo izlenimi veriyor. Duvar koyu renk olduğunda etki daha keskin daha şık oluyor.
Bronz rustik musluk, dolap kulpları ve aksesuarlarla uyumlu. Tezgâhlar İtalyan granitten (leather finish Golden Eclipse) yapılmış. Tezgâh ve dolap arasında kalan duvarlarda traverten karolar kullanılmış. Pencere çok şık. Derya’nın seçtiği parçalardan özel yapılmış çerçevesi.
Müthiş dönüşüm..
Beyaz lake dolaplar el oyması detaylarla birleşince romantik bir klasizme bürünmüş mutfak. Tezgâh üzerinde yer alan Arthur Court imzalı porselen kavonozların alt kısmında yer alan bronz geçmeliklerde de meşe yaprakları var…
Derya’nın mutfağı, “Traditional” dedikleri: Georgian, Edwardian, Victorian ve Neoklasik tarzların bir karışımı. Bana göre eklektik, zamansız, biraz country ama çok çok şık.
Şaraplık çok hoş…… Eminim raflarında Napa Vadi’sinin ünlü şarapları vardır. Hafta sonu, bir Kaliforniya şarabı olmasa da nefis bir Kalecik karası içtim :)) Komşumun ailesiyle birlikte Kalecik’e gidip kendi elleriyle topladıkları üzümlerle yaptıkları yumuşacık bir Kalecik Karası..
Davlumbazın üzerindeki el oyması meşe yapraklarından oluşan figür çok romantik. Naturel tonlar, ahşap oymalar bu tarzın vaz geçilmez unsurları.
Tarzı ne olursa olsun sonuç fazlasıyla davetkâr. Dilerim keyifle, sevgiyle güzel yemekler pişir bu mutfakta, şu yuvarlak masada sevdiğin kız arkadaşlarınla hoş sohpetler eşliğinde kahveni yudumla.
Devamı gelecek 🙂
Elmalı kekle bitmeyen dansım :)) Hepsi hemen hemen birbirinin aynıda olsa her farklı tarif mutlaka denenir bizim mutfakta. Bu sefer bir Good House Keeping tarifini aldım biraz değiştirdim sonuç harika oldu :))
Malzemeler:
Kek,
Toffee sos,
Elmaları soydum, küçük küçük doğradım. Kuru malzemenin tamamını elekten geçirdim. Derin bir kapta yumurta, şeker, vanilya ve yağı açık renk ve kıvamlı bir hale gelene kadar yaklaşık 4-5 dakika çırptım. Mikserin hızını düşürüp kuru malzemeyi 2-3 seferde yumurtalı karışıma ekledim. İyice karıştıktan sonra elma ve cevizleri ilave ettim, karıştırdım. Hamuru, önceden yağlayıp, tabanını yağlı kağıtla kapladığım ortası delik yüksekçe bir kek kalıbına boşalttım. 180°C’lik fırında 45-50 dakika pişirdim.
Toffee sosu hazırlamak çok kolay. Malzemenin tamamını derin bir sos kabında, sürekli karıştırarak 2-3 dakika kaynattım. Kek soğuduktan ve servis tabağına alındıktan sonra sosu üzerine henüz sıcakken gezdirdim. Bizim mutfak bir pastane mutfağı gibi sürekli üretimde olduğundanmıdır bilmem çocuklar çok seçici oldular, kolay kolay beğenmiyorlar her şeyi. Elmalı kek en son dilimine kadar tükendi :)))
Sevgililer günü yaklaştıkça çocuklar heycanlanıyorlar. “Nasıl kutlayacağız, birbirimize ne hediye alacağız?” Bir yandan “Sıradan bir gün kutlamaya ne gerek var ?” diyorum, bir yandanda “Çocuklar alışsınlar, böyle şeyleri bilerek büyüsünler” diyorum.
Bana kapılar açan, zarif oğlum, bir gün aşık olacağı genç kızın romantik hayallerini duyarsız halleriyle yok etmesin. Dün okuldan elinde yine 16 kat dürülmüş bir kağıtla geldi. ” Senin için yazdım, aç hadi” dedi. Evin her yerine astığım “Annecim seni çok seviyorum” yazılarından birisi sandım ama değildi. Bir sevgililer günü şiiriydi. “Aşkın dokunduğu her insan şair olur” Benim oğlum şimdilik anne sevgisiyle şair :))
Şiirin son dizesinde ” Güzelce kutlayalım sevgililer günümüzü” yazıyordu. “Tamam” dedim. Güzelce kutlayalım. Bu senenin menüsü geçen seneki kadar romantik olmayacak gibi görünüyor. Ne istiyorsunuz sorusuna cevap hep bir ağızdan lazanya oldu. Bari yanına romantik bir tatlı yapayım, meselâ çilekli panna cotta..
Resimlere gelince, sevgililer günü için ne yapsam diye düşünürken iş arkadaşlarımdan birisi sevgili Meryem’in “çikolata yapsanıza” önerisi sonucu çıktı bu güzel çikolatalar. Sevgililer Günü’nde kar deseni ne alâka diye sorarsanız. Cevabım kısa ve öz olur ” elimde bu vardı” :))
Beyaz çikolataları Maria’nın banyosunda :))) erittim. İçine tarçın aroması ve az miktarda kırmızı boya kattım pembe renge dönüşen tarçın kokulu çikolatayı kalıba sıktım. Çubukları yerleştirdim. Aynı şekilde bitter çikolatayı da eritip kalıbın tamamını doldurdum. Donduktan sonra çıkardım kalıptan. İşlem son derece basit ama görüntü böyle güzel oldu.
Bir haftadır Vertigo yüzünden sürekli dönen bir dünyada ayakta durmaya çalışırken, çikolata kokusu sarmış güneşli bir mutfakta zaman geçirmek iyi geldi bana :)))
Sevgi hiç eksik olmasın hayatımızdan…… ♥ ♥ ♥ ♥
Derya, genç kızlık anılarımın en unutulmaz ismi ….. Aramıza yıllar, uzun mesafeler girmesine rağmen halâ yaptığı her güzel şeyle gurur duyduğum, kız kardeşim ♥
Benim zevkli yetenekli Derya’m, eski bir evden harika bir yuva yarattı. Bir kaç bölüm halinde evinde yarattığı güzelliği paylaşacağım.
Aylar harcadı bu eski evden yepyeni bir ev yaratmak için. Düşündüm de, aslına uygun olarak evi yeniden inşa etti desem daha doğru olur.
Evin hem dekoratörü, hem de ağır işçisi oldu.
Ben, sonucun böylesine güzel ve zevkli olacağından zaten emindim. Sırf bu yüzden aylardır didikledim Derya’yı “hadi bitir artık, hadi resimleri gönder”.
Yer karoları ve ortadaki mozaik madalyon Manisa’dan. Duvarda asılı “Keman Çalan Kadın” Adnan Turani
Süpürgelikler, duvar rengi, aksesuarlar….. Detaylar harika bir bütün yaratmış.
Ahşap Mansard ayna, dekoratör David Thompson tarafından 19.yüzyıl sonlarına ait pencere mimarisinden esinlenerek üretilmiş. Rustik Corbel konsol ve ayna Restoration Hardware’den alınmış. Michelangelo’nun ünlü Davut Heykeli’nin orjinali Floransa’da Derya Davut’un büstünü koymuş konsolun üstüne :)) Finial’lerle birlikte yaratmak istediği görüntüyü kuvvetle vurgulamış.
Gül ağacından yapılma iki Colonial sandalye yeniden döşenmiş. 19. yüzyıl rustik demir ve kristal Rococo avize, Viktoryen İngiliz avizelerin zengin görünüşünden esinlenerek yapılmış. Restoration Hardware.
Gelecek hafta salon ve mutfak….
Resim yaparken zamanın nasıl geçtiğine, kafamı kurcalayan düşüncelerin yok olup gidişine şaşardım. Resim yapmak eşsiz bir terapiydi benim için. Bol bol boş vaktimin olacağı zamanlar için bir kaç yıl önce ara vermiştim resim yapmaya. Gece herkes uyuduktan sonra, mutfak masasının başında oturup elimde fırçalar kurabiyeleri süslerken, resim yapmayı ne kadar özlediğimi fark ettim :((
Brooke Shields’in New York’ta ki evi… Klasikle modernin harika uyumu…
Dekorasyon söz konusu olduğunda cesur olmak gerektiğini öğrendim. Koyu renk ahşap yer döşemeleri kaplattığım evime krem rengi lake süpürgelik yaptırdığımda bunu yadırgayanlar olmuştu. Hatta krem rengi kapı iyice şaşırtmıştı 🙁 Oysa kontrastların yarattığı görüntü muhteşem oluyor.
Duvar renkleri, coco sisal halılar…
Yemek odasının duvarları kağıt mı bilmiyorum ama grisaille mural dedikleri bir teknikle boyuyorlar duvarları. Ben, bayılıyorum bu tekniğe bu görüntüye. Tamamıyla monokrom ya da monokroma yakın genellikle grinin tonları kullanılarak yapılıyor bu boyama. Çocukluğumun evinde, salonumuzun duvarında kocaman bir eski İstanbul gravürü asılıydı, grisaille bana o gravürü hatırlattığı için çok sıcak geliyor galiba :))
Siyah beyaz Brooke Shields profil portre, ikonik Robert Mapplethorpe fotoğraflarından birisi.
Kontrastlar…..
Porselen kaplama bakır küvet, gün ışığı ile yıkanmış aydınlık bir banyo…
Bu oda harika, sıcacık . Dekor amaçlı kullanılan vintage deri bavullar, Bouillette lambalar….
Fotoğraflar: Architectural Digest
Bu salatayı her yediğimde 25 yaşındaki Elvan’la dalga geçiyorum. Dünyanın en meşhur mutfağına sahip ülkede bir buçuk ay pizza ve makarna olmasa açlıktan ve hasretten ölecek 3 gençtik. Akşam yemeklerinde şans vardı ancak, öğle yemekleri kurs gördüğümüz fabrikanın yemekhanesinde bahtımıza ne çıkarsa… her öğlen önce umutlu bir bekleyiş, sonra yıkılmış hayallerimizi bol ekmeğin içine katık yapıp yediğimiz yemekler… Tarçınlı domuz kanı sosisi en unutulmaz kâbusumuzdu. Salatanın tek ümidimiz olduğu bu öğle yemeklerinde, hardal soslu elmalı yeşil salata isyan ettirirdi bizi “elmanın salatanın içinde ne işi var?” Aradan 3-4 yıl geçti, bu defa farklı bir ülke, çalıştığımız hastanenin yemek hanesinde öğle yemeklerinde yediği salatasının üzerine törensel hareketlerle bal döken zenci adama oturduğumuz yerden söylenip durduk karı koca ” ne zevksiz adamlar bunlar, balla salata yenir mi?”
İnsan eleştirdiği şeyle sınanmadıkça ölmüyormuş. :))
Resimde gördüğünüz salata, ballı hardal soslu elmalı yeşil salata. Bu aralar en favori salatam :)))
Siz siz olun benim gibi, bizim gibi ön yargılı olmayın. Marul ya da kıvırcık salatanın üzerine biraz kalınca jülyen doğranmış Granny Smith yeşil elma ve rezene doğrayın (rezenenin anasonlu tadı salataya çok yakışıyor) Üzerine bir çay kaşığı bal, bir tatlı kaşığı hardal, limon suyu ve dört yemek kaşığı sızma zeytin yağını iyice çırpıp dökün. Bir deneyin…..
M | T | W | T | F | S | S |
---|---|---|---|---|---|---|
« Jan | ||||||
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |