Benim Hayal Defterim

Mario Buatta

Mario Buatta, Amerika’nın en ünlü dekoratörlerinden birisi. Parsons School of Design’dan mezun olmuş.

Bir ressamın tablosu gibi gelişmeli bir evin dekorasyonu: bir kaç dokunuş bu gün, bir kaçı yarın ve geri kalanı o ana kadar yarattığınız ruh sizi nereye götürürse….. Bu tanımlaması ne kadar doğru. Eksikler yavaş yavaş, zaman içinde tamamlandığında  daha emin, daha iyi detaylarla dekore edilmiş oluyor evler, odalar.

Renkli ve cesur. “Hem ekose, hem çiçek deseni aynı anda kullanılmaz” çok duydum bu eleştiriyi. Bizim bakış açımız halâ çok geleneksel. Tek düze ruhsuz dekorasyon örnekleriyle dolu evlerimiz.

 

Mario Buatta, dekorasyona bakışını şu cümleyle tanımlamış. ” Dekore edilmemiş görüntü” Her şey karışabilir: modernle, klasik,  romantik desenle geometrik desen…… Böylece bir showroom görüntüsü olmayan odalar, evler…

English Country House klasizmi, Mario Buatta’nın 50 yılı aşkın bir süredir esinlendiği dekorasyon tarzı.

Çizgili, ekose ve çiçekli hepsi aynı odada…

“Müşterilerime birer sahne yaratmak isterim. Bu yüzden aktörleri iyi tanırım ki sahneyle bütünleşsinler”

Mariah Carey, Henri Ford II, Malcolm Forbes, Billy Joel  ünlü müşterilerinden bir kaçı. Beyaz sarayın konuk evi Blair House’un yeniden dekorasyonunu,  New York Lincoln Center’da yer alan Metropolitan Opera House’ın yönetim ofislerinin dekorasyonunu yapmış.

Mario Buatta, “Renklerin, desenleri ve dokuları karıştırmanın ustası.” diye tanımlanmış dergilerde.

İkinci yatak odası ve bu mavi oda benim favorilerim…

“İnsanlar evlerini hayatları boyunca üç kere dekore ederler: İlki evlendiklerinde ya da kendi evlerini aldıklarında. İkincisi çocukları büyüdüğünde daha iyi eşyalarla. Üçüncü ve sonuncusunu 60 yaşından  sonra bütün hayatları boyunca hayal ettikleri şekilde” Mario Buatta

Hepplewhite ve Chippendale mobilyalar en sevdiği parçalar. Özellikle sandalyeler. Tepe Home son yıllarda Hepplewhite ve Chippendale takımlar satmaya başladı.

Fotoğraflar: House Beautiful ve AD

Elmalı Strudel

Elmalı strudel (Apfel Strudel), Avusturya’nın geleneksel tatlısı. Habsburg  İmparatorluğu döneminde popüler olmuş. Osmanlı’nın baklavasından esinlenerek yapıldığı yazıyor yemek kitaplarında.

80’li yılların sonlarında Octoberfest’de yemiştim ilk kez elmalı strudeli. İlkler hiç unutulmaz ya yıllarca ne kadar çok elmalı strudel yediysemde ilki gibi olmadı.

Elmalı strudel ve Avusturya, komik bir anı…… Bir pastanede strudel yedim, o kadar beğendim ki dışarı çıkınca dönüp pastanenin adına baktım  yine gelirim diye. Vitrin camında kocaman Konditorei yazısını görünce tamam dedim pastanenin adı konditorei. Sonra her sokakta, her caddede bir konditorei görünce, konditorei’nin Almanca pastane demek olduğunu anladım :))))

Cafe Berliner, Ahenk Sokak  Çankaya. Başka bir  elmalı strudel macerası.

Benim strudel denemelerim her defasında başarılı oldu, keyifli oldu. Biraz uzun, belki biraz da zahmetli ama eğer strudeli bilen birileri için yapıyorsanız tüm zahmete değecek kadar önemlidir ev yapımı ince hamurlu strudel.

Bu gün Can için yaptım elmalı strudeli. Yapım aşamasını çok iyi fotoğraflayamadım ama çok iyi anlatacağım. Önce resimlerini paylaşayım sonra tarifi yazarım uzun uzun. Bazen kafam karışıyor, yapmayımı yoksa fotoğrafını çekmeyimi daha çok seviyorum?

YAZIN PEŞİNE TAKILIP GİTTİ: BİR KIŞ, BİR İLKBAHAR…..

   Hayatımda ilk kez sonbahar gelmesin istedim bu yıl. Yılların çok hızlı geçtiğine üzülüp, ağırdan almaya karar verdim koca yazı. “Artık kış gelsin diye dua etmeyeceğim” dedim kendi kendime. Oysa  Sonbahar ağaç dallarında sallanmaya başladımı, sabah serinliği yüzüme vurdumu, hele gökyüzü gri mavi oldumu nasıl da sevinirdim.

   Bu sene sonbahar gelsin istemedim. Teyzemin, sessiz sedasız yazın peşine takılıp, bu dünyayı terk edeceğini önceden bilmiş gibi istemedim yazın bitmesini. Yazın son günlerinden birinde, 89 yılın yazını,kışını, baharını,sonbaharını alıp gitti teyzem. Dün bir rüya gördüm, anneannem ve dedem teyzeme hoş geldine gitmek için bir gün geçmesini beklemişler. İlk gün şaşkındır, yorgundur, üzgündür diye.  Sabah uyanınca hatırladım rüyamı “ hiç beklemeyin hemen gidin özlemiştir sizi en çok da çocuklarını, yalnız bırakmayın teyzemi” dedim.

   Seni çok özleyeceğim teyzem. Çocuklarımı bile şaşkına çeviren onbinlerce öpücüklerini, inci ojeli zarif ellerini, her şeyini çok özleyeceğim. “Seni çok seviyorum” diyen sesini hiç unutmamacasına özleyeceğim. Bostancı Tren istasyonunda beni karşıladığın o yazı,  anneannemin evinde, hayatının belkide en üzgün kışında elele oturup TV izlediğimiz akşamları, onlarca misafire hazırladığın güzel sofraları, Adalara bakan o evdeki seni, sana yazdığım mektupların üzerine adres yazarken  hep karıştırdığım, Çatal Çeşme Durağı,Taşlı Çeşme Sokak adresinde yaşayan teyzemi hiç unutmayacağım. Dün liseyi bitirdiğim yıl bana Amerika’dan getirdiğin Lalique kolyemi çıkardım sakladığım kutudan. Sildim, parlattım. Onu ilk taktığımda mutlu olduğum kadar mutlu oldum avucumda tutarken. Seçtiğin her şey de tıpkı senin gibi zarif olurdu teyzem.

   Seni son gördüğümde, artık hayatın yüzüne bile bakmak istemediğini fark edip üzülmüştüm. Dün bir haber aldım. Kızımın okulunda okuyan 17 yaşında gencecik bir delikanlı hayata veda etti. Daha doğru dürüst aşık olmadan, baba olamadan, 20’li yaşlarını bile göremeden, heycanları, umutları, aşkları avuçlarının içinde, hayatının kısacık hikayesi sona erdi. işte o zaman senin için üzülmekten vazgeçtim, o genç delikanlının annesini düşünüp, senin onun yaşadığı acıyı iki kere yaşadığını hatırlayıp, acıların dindi diye sevindim teyzem. Kendi adıma üzüntüm sürsede…

Bütün özlediklerine kavuşmuş olmanı  yürekten diliyorum teyzecim.   Yorgun bedenin, bıkkın yüreğin için sonsuz bir huzur diliyorum …

 Seni çok seviyorum.

 

 

Tout Sweet Patisserie

Yiğit,  Union Square’deki Macy’s’in 3. katında ilk pastanesini 8 Eylül’de açıyor. Çok heycanlı biliyorum. Onunla nasıl gurur duyuyorum anlatamam. Adım adım takip ediyorum onu. İşler yoluna girsin, biraz dinlensin “tarif” diye tutturacağım. Annesi bana arada nefis tarifler gönderiyor. Bütün yaz Eren’e Yiğit’in çocukluk favorisi muzlu, çilekli smoothie’sini yaptım.

Melissa ve Yiğit, tatlı anlar….

5. Element tatlısı :)))) Kolay değilmiş….

Ekler, waffle, brioche, “Tout Sweet”çikolatalı pasta, Tesla tart….

Yolun açık olsun Yiğit’cim ♥ ♥ ♥ ♥………∞

Fotoğraflar: sf.eater.com

 

Sitede yayınlanan fotoğraf, metin ve tariflerin tüm hakkı elvanbasustaoglu.com'a aittir. İzin almaksızın kopyalanamaz ve kullanılamaz.