Eren’le hayatı tekrarladığım yıllar boyunca, o uykuya dalmadan önce, beraber keyifli yolculuklara çıktık. Yatağımızda okuduğumuz kitaplar, nice kapılar açtı hayal dünyamıza; Kaptan Ahab’la denizlerde Moby Dick’i kovaladık, karanlıktan korkan baykuşun ürkek gece uçuşlarına katıldık, Pal Sokağı çocuklarıyla tanıştık, arsalarını kaptırmamak adına verdikleri onurlu savaşa hayran olduk. Kaptan Nemo’dan izin alıp atladık Natilius’a denizler altında 20000 fersah gittik. Peter Pan’a özenip hiç büyümeme sözü verdik birbirimize, hayatımızdaki bütün Kaptan Hook’lara meydan okumaya karar verdik. Birkaç akşam Tom Sawyer’ın kendi yarattığı hayal dünyasına girdik. Yanından ayrılmadan bir süre maceradan maceraya koştuk birlikte, bu arada Huckleberry Finn’le tanıştık. Tüm bu maceralar bizi yorduğunda Maienfeld’e gittik, Heidi ve Peter’le yemyeşil uçsuz bucaksız kırlarda çan seslerinin dağlarda yarattığı harika melodiye kulak verip sırt üstü uzandık çimlerin üzerine.
Geçen kış dünyayı gezmeye karar verdik. Serdik kocaman dünya haritamızı yatağımızın üstüne, hayallerimizi attık sırt çantamıza çıktık yola. Bir akşam Çin’e gittik. Çin Seddi’ne ve Terra Cotta Ordu’ya hayran olduk, vay be ne de büyük ve kalabalık bir ülkeymiş dedik. Başka bir akşam Londra’ya, Portekiz’e gittik. Yorulduk gezmekten, bıraktık kendimizi uykunun kollarına ama uyumadan önce tartıştık “yarın nereye gidelim?” diye.
Bugünlerde tarihe geçmiş ünlü kaşiflerin, bilim adamlarının, yazarların kısa hayat öykülerini okuyoruz. William Shakespeare ve Henry Ford’dan çok etkilendi benim küçük entelektüel oğlum. Bu sabah giyinirken bana, Romeo ve Juliet’ten bahsediyordu. :)))
Yaratıcı hayal gücünün eseri olan nice kitap, hayal dünyamızın anahtarı oldu. Dramatize ederek okuduğumuz kitaplar öylesine çektiki ikimizi de içine; ben hayatımın ilk yıllarının kıyısından geçtim her kitapla yeniden, çocukluğun masumiyetini, masalsı dünyasını onunla tekrar tekrar yaşadım, o unutulmaz dersler aldı kitaplarda yer alan karakterlerden , hikayelerden . Başka dünyalara yolculuğa çıktık her akşam, sadece ikimiz.Üstelik aramızdaki yaş ve kuşak farkının suda eriyen bir aspirin gibi eriyip gittiği anlarda birbirimizin en yakın dostu olduk. Müthiş anlara tanıklık ettik, ruhumuzu yeni heyecanlara, mutluluklara, maceralara heveslendirdik her hikayede. Bazen kahkalara boğulduk, bazen de omuz omuza verip ağladık satırların arasında. Oğlumun kitapları aynı heyecanları yaşayan, aynı maceralara heveslenen yeni yetme akranların herkesten sakladıkları gizli dünyalarına girmek için tekrarladıkları bir paralo gibiydi. sadece ikimizin bildiği, sadece ikimize ait bir yolculuk, bir maceraydı.
♥ ♥ ♥ ♥……..∞