İsveç’ten Oslo’ya döndüğümüz akşamın hemen sabahında trene binip “Norway in a nutshell’ turuna çıktık.
4-5 saatlik bir tren yolculuğu bizi Myrdal’a getirdi.
Myrdal’da indiğimiz yerden 15-20 dakika sonra eski, sevimli Flam trenine(Flamsbana) bindik. Tren’de oturma düzeni erken gelen oturur şeklindeydi 🙂 20 km’lik yol boyunca nefis dağ manzaraları seyrettik.
Tren Kjosfossen’de 15 dakikalık kısa bir mola verdi. Herkes bu muhteşem çağlayanın önünde fotoğraf çektirdi. Bu fotoğrafta görünmüyor; ama tam trenin durup insanların dışarı çıktığı anlarda hafif bir müzik eşliğinde bir kadın çağlayanın durgun bir yerinde dans etti.
Flamsdalen
1 saatlik tren yolcuğunun sonunda Flam’e geldik. Yarım saat içinde Fish and Chips’le karnımızı doyurup, gemiye atladık.
Aurlandsfyordu boyunca yol alırken gerçekten harika bir doğayla içiçeydik.
Martılar kıyıdan iyice uzaklaşana kadar eşlik ettiler bize.Tabii hiç bir şey karşılıksız değil. Biz onların fotoğraflarını çekerken onlar karınlarını doyurdular.
Aurland
Fyordlarda kayaking yapmak ne zevk.! Kayakların kanolardan farkı oturma yerlerinin kapalı olması, belki bir kaç fark daha vardır.
Bu müthiş konrast doğanın içinde kırmızımsı boyalı evler çok dikkat çekiyor. İskandinavya’nın genelinde en çok kullanılan dış cephe rengi. Falun kırmızısı diyorlar bu renge. Ahşap ev ve ambarları bu renge boyuyorlar. İsveç Dalarna’daki Falun bakır madenlerinden çıkmış bu renk. Ahşabı çok iyi koruduğu için 16. yüzyılldan bugüne popularitesini korumuş falun kırmızısı.
Böyle bir doğaya tanık olduğunuz anlarda etrafınızdaki onca insanın sessizliği inanılmaz bir şanstı.
Oysa insan arıyor; şöyle bağıra bağıra cep telefonuyla konuşan bir memleketlisini 🙂
Ters bir “V” çizdik bu şahane fyord turunda. Bir ayağı Aurlandsfyord’du öbür ayağı ise Naeroyfyord.
Önce oturacak yer bulamadık, sonra yağmur yağmaya başlayınca herkes içeri girdi.
Naeroyfyord’u UNESCO Dünya Miras listesinde.
Aurlands ve Naeroy fyorları, Norveç’in en uzun fyordu Sognefyord’un kısa kollarından ikisi.
Tatlı, tatlı ıslandık çocuklarımızla usul, usul yağan yağmurun altında.
Denizin rengi muhteşemdi.
Naeroyfyord’u Frozen filmindeki Arendelle ülkesinin esin kaynağıymış ne hoş!
Fyordlar, bir kaç vadide kurulmuş yerleşim yerleri dışında yaklaşık 1800 metre yüksekliğinde dağlarla çevrilmiş şahane bir doğa parçası.
Şurada yaşamak nasıl olur? Bir balıkçı kasabası…
Aurlands ve Naeroy fyordlarının her biri yaklaşık 17-18 km uzunluğunda.
National Geographic Traveler Magazin, Norveç fyordlarını UNESCO Dünya Miras listesinde en iyi korunmuş yer olarak oylamış. Lonely Planet ise yaşam boyu yapılacak 8 yolculuktan birisi olarak seçmiş fyord turunu.
Kayaking, fyord atraksiyonlarından biri.
Ne zaman yabancı bir misafirimiz olsa mutlaka evde ağırlamak isterim. Geleneklerimizi, yaşam tarzımızı merak ederler diye düşünürüm; çünkü ben şu evlere bakıp bakıp içlerinde yaşanan hayatları merak ederim. Günlük rutinleri nedir, ne yer ne içerler?
Toplam iki saat içinde farklı hava koşullarına maruz kaldık.
Sevgili eşim şu merak ettiğim evlerde yaşanan hayatlarla ilgili beni aydınlattı. Öğrencilik yıllarında bir kaç hafta kaldığı Norveç’te Norveç’li bir aileye misafir olmuş. Anılarında bir türlü doymayan karnı, sürekli yenen patates ve balık öyle bir yer etmiş ki…
Yaşasın üşüyeceğiz! diye bavula doldurduğum montlar, kazaklar sadece fyord turunda biraz işe yaradı.
Bütün bu manzaralar kitap okurken çok işe yarıyor. Canlandırma….
Renkler, sessizlik, hava …. Bol bol dua ettim. Çok yakın hissettim:))
Keçilere bile imrendik. “Onların da şanslısı var.” dedik.
Yolculuk sona erdi. Gudvangen’den otobüse bindik ve Voss’a kadar yaklaşık bir saat neredeyse 70 derecelik bir açıyla aşağı doğru tek yönlü bir yoldan indik. Keskin virajlar ve eğim korkutucuydu; ama neyseki yol boyu gördüğümüz şelaleler biraz rahatlattı bizi.
Onlarcası…
Voss – Bergen Treni 1 saat sürdü.
Bergen’de bizi bekleyen zor gece….