Derya’nın evinde, salon ve mutfak en beğendiğim iki yer. Bir duvarın boydan boya cam olması çok hoş. Bir de camın arkasındaki görüntü yemyeşil bir bahçe manzarasıysa, duvara asılmış devasa bir peyzaj tablo eşsiz bir dekor oluşturuyor tüm detaylar için.
Üstteki fotoğrafı birinci resim yapmamın sebebi, bu koltuğu kendime ayırmam 🙂 Bir gün, bu koltukta oturup Derya ile karşılıklı kahve içeceğim. Sehpanın üzerinde yuvarlak çerçevede duran siyah beyaz çocukluk fotoğrafını alacağım elime,eski bir anıya dokunmuşcasına sevineceğim. Büklüm Sokak’taki evden hatırlıyorum o resmi 🙁
Harika bir manzara. Şu ahşap yer döşemelerini bu hale getirmek için ne uzun işlemler yaptıklarını anlatmıştın ya, her ne yapmışlarsa harcanan zamana değmiş. Çok şık görünüyor.
Duvardaki aplikler, vintage parmaklıklardan esinlenerek yapılmış bayıldımmm. Masa üzerindeki avize eski evden kalma “Murano” avize.
Şu Candle Stick dedikleri tarzda uzun gövdeli büfe lambası bulamadım buralarda. Eminim o da Restoration Hardware’dir. Restoration Hardware’den aplikler sipariş ettim. Aracı firma Amerika’dan kapıma kadar yolladı, üstelik burada bulamayacağım kadar şık ve bulsam da belki bir tanesinin fiyatına 3 tane gettirttim.
Salonun duvarlarını süsleyen tablolar ünlü ressamlara ait: Adnan Turani, Mustafa Ayaz, İbrahim Balaban, Şeref Bigali, Kayıhan Keskinok, Hayati Misman, Yusuf Toprak, Ali Demir.
Kristal salon…. Derya, Grafik Tasarım mezunu, üstelik yıllarca sanat galerisi yöneticiliği yaptı. Tüm bunlar genlerle de karışınca ortaya böyle güzel bir ev, güzel bir yaşam stili çıktı.
Evin önceki halini gösteren fotoğrafları görünce “Derya bir tatile çık hemen, çok yorulmuşsun” demek istedim. Ev tadil edilmemiş, yeniden inşa edilmiş.
Traverten taşlardan yapılmış Sophia şömineyi Eldorado yapmış.
Mutfak olağan üstü zevkli….Beyaz dolaplar ve ahşap yer döşemeleri “Kontrast şıklığı”
Öncesi ve sonrası arasında inanılmaz bir fark var. Aynı mutfak olduğuna dair izler aradım. Pencereler bile değişmiş. Bu arada ahşap sandığım doğramalar meğer vinilmiş. Geniş çerçeveler duvara asılmış bir tablo izlenimi veriyor. Duvar koyu renk olduğunda etki daha keskin daha şık oluyor.
Bronz rustik musluk, dolap kulpları ve aksesuarlarla uyumlu. Tezgâhlar İtalyan granitten (leather finish Golden Eclipse) yapılmış. Tezgâh ve dolap arasında kalan duvarlarda traverten karolar kullanılmış. Pencere çok şık. Derya’nın seçtiği parçalardan özel yapılmış çerçevesi.
Müthiş dönüşüm..
Beyaz lake dolaplar el oyması detaylarla birleşince romantik bir klasizme bürünmüş mutfak. Tezgâh üzerinde yer alan Arthur Court imzalı porselen kavonozların alt kısmında yer alan bronz geçmeliklerde de meşe yaprakları var…
Derya’nın mutfağı, “Traditional” dedikleri: Georgian, Edwardian, Victorian ve Neoklasik tarzların bir karışımı. Bana göre eklektik, zamansız, biraz country ama çok çok şık.
Şaraplık çok hoş…… Eminim raflarında Napa Vadi’sinin ünlü şarapları vardır. Hafta sonu, bir Kaliforniya şarabı olmasa da nefis bir Kalecik karası içtim :)) Komşumun ailesiyle birlikte Kalecik’e gidip kendi elleriyle topladıkları üzümlerle yaptıkları yumuşacık bir Kalecik Karası..
Davlumbazın üzerindeki el oyması meşe yapraklarından oluşan figür çok romantik. Naturel tonlar, ahşap oymalar bu tarzın vaz geçilmez unsurları.
Tarzı ne olursa olsun sonuç fazlasıyla davetkâr. Dilerim keyifle, sevgiyle güzel yemekler pişir bu mutfakta, şu yuvarlak masada sevdiğin kız arkadaşlarınla hoş sohpetler eşliğinde kahveni yudumla.
Devamı gelecek 🙂