Benim Hayal Defterim

İsveç, Norveç…

İlk kez merak ettim, acaba ne sebep oldu çocukluğumdan beri Norveç hayali kurmama, neden Paris ya da Venedik değil de illa Norveç ? Ya okuduğum bir kitaptan etkilendim ya da bir filmden.

   Benim bu hayallerim,  sonsuz hayallerim  bazen hayal kırıklığına dönüşüyor.  :(( Yeni mezunduk, Lyon’da bir kursa katılmıştık iki kız. Kaldığımız süre boyunca her hafta sonu herkes gibi  biz de Paris’e gidiyorduk. Bir hafta sonu “Gel Paris yerine Marsilya’ya gidelim.” dedim. Çocukluğumda seyrettiğim Rock Hudson’lı siyah beyaz filmlerden biri Marsilya’da geçiyordu ve o sahneler yer etmişti hayallerimde. Hayallerimin peşinden gittiğim her yer beni hayal ettiğim sonuca ulaştırmadı malasef. 🙁  Hafta sonunu geçirmek üzere gittiğimiz Marsilya’da bir gün bile kalamadan kaçar gibi döndük Lyon’a.

   Geçen  sene karanlık bir kış günü, Ömer, WhatsApp’tan  nefis bir gemiyle çıktığı Tahiti tatilinin fotoğraflarını göndermişti. Yine kendim gitmiş kadar sevinmiştim ve o gün yazmışım bir kitabın arkasına ” Bizler çocukluk ve gençlik hayallerini süsleyen ülkeleri birer birer keşfetmiş yetişkin gezginleriz.” ODTÜ’nün yemyeşil bahçelerinde kurduğumuz gezi hayalleri gelmişti aklıma; yanılmıyorsam Ömer Finlandiya’yı görmeyi hayal ederdi. Hatta elçiliğe gidip broşür aldığımızı bile hatırlıyorum. Aradan yıllar geçti, hepimiz dünyanın farklı köşelerine dağıldık. Ömer sadece Finlandiya’yı değil neredeyse bütün dünyayı gezdi.

   İşte ben de, nihayet Norveç hayalini gerçekleştirebilmiş bir şaşkınım şu an 🙂  Biraz bıkkın, biraz yorgun, biraz hayal kırıklığı yaşamış  ama şu anda kara bulutların arkasına saklanmış, bulutların dağılmasını bekleyen yine mutlu anılarla kalbini doldurmuş bir düş gezginiyim. Hayal kırıklığımın sebebi: Anılarımda harika karelerle yer etmiş 8 günlük İsviçre gezisi. Daha güzeli yok anladım 🙂 Bıkkınlık sebebim bir sonraki postta resimlerini yayınlayacağım küçük kemiricim EREN

Norveç ve İsveç gezisinin notlarından önce güzel bir kareyle ipucu vereyim :))

bergen

 

 

 

TATİL

Gidiyorum. Yakıcı bir temmuz sıcağını geride bırakıp, bir İskandinav baharına kanat açıyorum.   Bonapple’ın vanilya kokulu  kızlarını, iki ev ve iş arasında yorgun düşmüş ruhumu,  bütün diyetleri, geride bırakıp tatile gidiyorum.  iki pantolon, iki kazak hepsi bu. Bol bol fotoğraf çekeceğim, çocuklarımla müthiş bir doğaya tanık olacağız, nefesimizi kesen bütün güzellikleri içimize çekeceğiz uzun uzun. Geçici bir süre için bütün zorunlulukları, sınırlamaları çıkaracağız hayatımızdan. çocukların diliyle söylemek gerekirse KOPACAĞIZ.

Nefis fotoğraflarla geri dönene kadar…

 

 

YAZ

  Son bir yılda ne çok şey değişti hayatımda. Yılların onca alışkanlığı bir yaz akşamı  sona erdi. Sabah gittiğim yol, yol boyu gülümseyerek selamladıklarım, “günaydın” dediklerim değişti. Güne nasıl başlıyordum? Sakin, dinlenmiş. Okunacak kitapların heycanı,  sevdiğim, bir zamanlar “mabedim” dediğim kitapçıda geçireceğim anların mutluluğu, akşama harika yemekler planlayarak yaptığım alışveriş, saçlarımda sıradan bir günün kokusu, çocukları toplayıp eve varışım….

Zamansızlıktan yakınmadığım günlerin ,ayların , yılların peşi sıra gittiğim yol, vardığım dört duvar, sohpetlerim, öfkelerim sevinçlerim değişti.

Şimdi uykusuz sabahlara uyanıyorum saçlarımda vanilya kokusu.  Okuyamasamda hala kitaplar yığıyorum başucuma. Başka alışkanlıklar koyuyorum eskilerinin yerine. Yeni yüzlere gülümseyip, başka başka kelimeler ekliyorum günaydının yanına sabahları.  Ellerimde hiç geçiremediğim bir tereyağı kokusu, hayatımın en zor sınavından geçiyorum; müthiş kokular içinde diyet yapmaya çalışıyorum mesela. Karnımda ziller çalarken, nar gibi börekleri tabağa diziyorum, fırından yeni çıkmış ekmeklerin çıtırtısını dinletiyorum etrafımda kim varsa, kurabiyelerle konuşuyorum tatlı tatlı.

Her yeni başlangıçta mutlulukta var, hüzün de; öfkede var,  sevinçte; ama en önemlisi hayatımın bu yeni sayfasında öğrenilecek çok şey var. Buradan da çıkarılacak, beni biraz daha ben yapacak yeni dersler var biliyorum.

Neyse, uzun süren bir ilkbahardan sonra sıcak yaz yüzünü gösterdi.  Hem de ne yaz! Kürşat Başar’ın “Yaz”ı. Üniversite yıllarımın müthiş satırları, büyülü ifadeleri , bu yaz yeniden hayatıma girdi.

“Beni büyüleyen her zaman sözcükler oldu. Bazı insanlar her şeyi görerek anlar. Bense hayatı, anlatılanlardan, kendi kafamda kurduğum cümlelerden anlamayı seçtim.” İşte bu “Yaz”ın beni etkileyen, içinde kendimi tanımladığım ifadelerinden sadece biri.

Kürşat Başar’ın bütün kitaplarını defalarca okudum. Beni büyüleyen sözcüklerin altını çizdim. Defterlerimin arkalarına yazdım. Arkadaşlarıma ezberlettim.

Şimdi “Yaz” büyüsüne kapıldım. Yeniden hayallere daldım. Çoktandır unuttuğum günlüğümün kapağını açıp yeniden okumaya, bir şeyler karalamaya  başladım. Kendime geldim bu “Yaz”  :))

 

Sitede yayınlanan fotoğraf, metin ve tariflerin tüm hakkı elvanbasustaoglu.com'a aittir. İzin almaksızın kopyalanamaz ve kullanılamaz.