Harika bir mutfak! Evin geri kalanını çok merak ettim; ama fotoğrafın kaynağını bulamadım 🙁 Defne bu mutfağı çok beğendiğimi duysa ” Öf anneee hala Ayşegül kitaplarındasın” der valla. Yıllar önce evimizin pencerelerine ortasında kalp şeklinde delikler olan beyaz ahşap kepenkler yaptırmıştım. Kepenkleri takmaya gelen ustalara “Annem kendisini Ayşegül sanıyor” demiş. 🙂 Nasıl oldu da benim gibi sulugöz, romantik bir duygusaldan böyle realist bir çocuk oldu? Oysa hayalperestliğin, duygusallığın faydaları saymakla bitmez 🙂 Örneğin; hiç bitmeyen bir iyimserlik hali gibi…
Son İstanbul seyahatimizde Beyoğlu Yapı Kredi yayınlarından Ayşegül serisinin elimde olmayanlarını tamamladım. Ayşegül kitapları artık eskisi gibi değil. Mercel Marlier’in ölümünden sonra kitapların illustrasyonuna bir süre oğlu devam etmiş ki bu kesinlikle fark ediliyor. Bir de yeni moda el yazısı zorunluluğu Ayşegül kitaplarına da yansımış. Kısaca elimdeki eskiler şimdi daha da değerli. Ne zaman moralim bozuk olsa, bir Ayşegül kitabı iyi gelir bana. Stendhal Sendromu 🙂 Hiç abartılı bir tanımlama değil. O kadar hayranım ki Marlier’in yeteneğine, evin her yeri Ayşegül eskizleriyle dolu. Yıllar boyunca çok geliştirdim Ayşegül çizme yeteneğimi 🙂