Sabah ıslak bir öpücükle uyandım. Sabredememişti Erenim bir an önce hediyesini verebilmek için uyandırdı beni. Bayıldım pembe yumuşacık terliklerime. En çok üzerine resmimi çizip İngilizce sevgi sözcükleri yazdığı kartı sevdim. Sakladım anıları biriktirdiğim kutuya. Karanfilleri kurutup saklarmıyım?
Bana en güzel anneler günü hediyesini Defne verdi. Sabah erkenden uyanıp piyanonun başına oturmuş. Anneler günü sabahına piyanoda çalınan “love story”ile başlamak çok keyifli oldu. Artık piyano çalmayacağım dediği günün üzerinden üç yıl geçti. Bir gün döner diye ümitle beklediğim üç koca yıl. Ani bir kararla mezuniyet töreninde “love story” çalmaya karar verdi. İki gündür çalışıyor.
Annemin kahvaltı davetine giderken yol boyunca anneye güzel sözler söyleme yarışması yaptık. Eskiden çok gülerdik çünkü Eren komik laflar eder güldürürdü bizi. Kremalı annem, ışıklı annem, annecim sen havalarda uçan bir meleksin. Zaman akmış, oğlum büyümüş…..annenin kremalısının olmayacağını öğrenmiş :)) Artık kremalı bir anne olmasam da dünyayı dolaşıp geri dönecek kadar seviliyor olmakta bana yeter.
Sabah annemin elleriyle hazırlanmış müthiş bir kahvaltı sofrasında buluştuk hep beraber.Yıllar önce beş kişi oturduğumuz sofrada bu gün 0nüç kişiydik. Dört anne ve anneler gününü kutlayan sekiz çocuk….. Taze ekmek ve bahar çiçekleri kokan bir masada sevgiyle sarıldık birbirimize.
Annecim kendine iyi bak. Sakın bizi sana hasret bırakma. Sakın bizi sevginden mahrum bırakma….
Anneler günün kutlu olsun. Çocukların hep etrafında olsun.